Hava yolu kargo taşıma sözleşmesine istinaden taşınan kolinin kaybı nedeniyle taşıyıcıdan tazminat istemine ilişkin davada; taşıyıcının oluşan zarara dair sorumluluktan kurtulması için kendisinin ve adamlarının zararı önlemek adına gerekli olan bütün tedbirleri aldıklarını veya bu tedbirleri alma olanağı bulunmadığını ispatlaması gerektiği- Hava yolu kargo taşıma sözleşmesine istinaden taşınan kolinin kaybı nedeniyle taşıyıcıdan tazminat istemine ilişkin davada; davacı tarafından dava konusu kayıp emtianın değerine dair herhangi bir beyanda bulunulmamış olması nedeniyle Varşova Konvansiyonu’nun uygulanmayacağı ve Taşıma şirketinin ve çalışanlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana geldiği ispat edilemediğinden taşıma sırasında kaybolan emtia yönünden sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması gerektiği-
Dairemizin ................. tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi ile birlikte davacının hesap cüzdanı aslını gerektiği gibi koruyamadığı ve bu durumun davacının müterafik kusuruna yol açtığı hususlarına ilişkin tespitlerin davalı Banka bakımından kazanılmış hak oluşturduğu, hal böyle iken davacının müterafik kusurunun kabulü ile sonucuna göre karar vermek gerekirken davanın tümden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlığın adam çalıştıranın sorumluluğuna dayalı davacı bankanın uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin olduğu- Davacı bankanın asıl borçluya ve kredi sözleşmesi ile sorumluluk altında bulunanlara karşı kredi alacağının tahsili için yasal olarak yapması gereken tüm işlemleri yapması ve buna rağmen kredi alacağını tahsil edememesi durumunda dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulünün gerektiği-
Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın emsali ile üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapora göre belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin yerinde olduğu- Dava konusu taşınmaza 1983 yılından önce el atıldığı anlaşıldığından maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu- Kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, maddi hata sonucu faize ilişkin hüküm kurulmamasının bozmayı gerektiği-
Davalı bankanın gerekli özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle kural olarak sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalı bankanın davacı .......'e yönelik işleminde kusur ve ihmalinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı ...........'ün davalı ................ Bankası A.Ş. hakkında açtığı davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, diğer davacı ........... tarafından davalı banka aleyhine açılan davada davalı bankanın 87.435,00 TL tazminatın 43.717,50 TL'lik kısmından davalı .............. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiş olup, 43.717,50 TL dışında kalan talebin reddedildiği, bu suretle davalı banka yararına reddedilen kısım üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken davacı ............ tarafından davalı banka aleyhine açılan davada davalı banka yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının yerinde görülmediği-
Haksız fiilden doğan zarara ilişkin somut uyuşmazlıkta, inceleme sonucu TBK. 66 kapsamında adam çalıştıranın sorumluluğunun bulunduğu- Davalı şirketin, bünyesinde çalışan işçilerin konaklama sırasında verdikleri zarardan TBK 66. maddesi gereğince adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu-
Enjeksiyona bağlı düşük ayak sekelinin oluşması sonrasında tıbbi uygulama hatası iddiasıyla açılan tazminat davasında mahkemece yapılan incelemenin yeterli olup olmadığı- Aydınlatılmış onamın alınmasının gerekip gerekmediği-
Davalı banka tarafından, gerçekte nakit para giriş ve çıkışı olmamasına rağmen, sistem üzerinden yapılan işlemleri perdelemek amacıyla para ödeme dekontu ve para yatırma dekontu düzenlenmesinin fiktif işlem niteliğinde olduğu, davalı banka tarafından kabul edilen bu durumunla ilgili olarak "yapılan işlemlere baştan itibaren davacı şirketlerin yetkilisinin rızasının bulunduğu, onun sözlü talimatları doğrultusunda işlem yapıldığı savunulmakla, davacı şirketler ile davalı banka arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığına göre davalı bankanın sorumlu olup olmadığı hususunda, davacı şirketlerin yetkilisinin yapılan işlemlere önceden sözlü veya örtülü rıza göstermesi hukuka uygunluk sebebinin araştırılması gerektiği- Davalı banka tarafından yapılan işlemler nedeniyle davacı şirket yetkilisinin rızasının bulunup bulunmadığının, hayatın olağan akışı ve TMK’nin 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı da gözetilmek suretiyle tespiti gerektiği-
Taraflar arasında imzalanan ticari hizmetler sözleşmesi kapsamında davacı şirkete banka nezdinde açılan vadesiz ticari mevduat hesabı üzerinden işlem yapıldığı, TBK hükümlerine göre genel işlem koşulu içeren sözleşme yapılabileceği ancak TBK’nun 25. maddesi uyarınca, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağının hüküm altına alındığı, bu düzenlemeye göre, bankacılık işleminin faks talimatı ile gerçekleştirileceği sözleşmede kararlaştırılmış olup,bankacılık işleminin faks ile yapılmasına yönelik düzenleme, işlemlerin hızlanması yönünden davacı lehine olduğu, bu düzenleme ile güven kuruluşu olan bankanın ağır olan sorumluluğu daha da ağırlaşacağından bu durumun dengelenmesi açısından akdedilen ticari hizmet sözleşmesinin 291/e bendi ile “..banka faks talimatını işleme koyduğu durumlarda orijinal metni istememesi nedeniyle hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.” şeklindeki düzenlemenin dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı niteliğinde sayılmayacağı- Davacının, eski çalışanı tarafından uzun süreçte aynı yöntemle yaptığı tüm talimatlı EFT işlemlerine itiraz etmeyip, sessiz kalarak zımnen (örtülü olarak) icazet verdiği ve ayrıca bu işlemlere itiraz etmeyerek yapılan işlemlere itiraz etmeyeceği hususunda davalı bankaya haklı bir güven uyandırdığı, Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava ile davacının sanık olan eski çalışanının kabul ve ikrarı uyarınca davacı tarafından imzaları inkar edilmeyen faks talimatlarındaki imzaların dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasını gerektirecek şekilde hileyle sağlanmış olduğunun da tespit edilmesi karşışında davacının kendi çalışanının ağır kusurlu, hukuka aykırı davranışları nedeniyle uğranılan zarardan ve davacı ile davalı banka arasında süregelen talimatla havale yapılma işleminde, davacı şirketin imza sirkülerindeki aynı imzayı taşıyan dava konusu talimatları işleme koyması nedeniyle davalı bankanın sorumlu tutulması ve hafif kusur dahi izafe edilmesinin kabul edilemeyeceği; bu nedenle mahkemece davalı bankanın dava konusu usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinden dolayı kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği- Davacının, davalı banka hakkında başlattığı takipte haksız olsa da kötüniyetli olduğu dosya kapsamında delillerle ispatlanamadığından yasal koşulları oluşmayan davalının kötüniyet tazminat talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmeyip gerekçede de bu konuda değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı-
Bedeli ödenerek satın alınmış ve emanet edilmiş altının iade edilmemesi nedeniyle açılan alacak istemine ilişkin davada; davalının, iş yerinde çalıştırdığı diğer davalının fiilerinden sorumluluğunun, TBK m.66'da düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında olduğu, davalının yargılandığı ve mahkumiyet aldığı ceza dosyasındaki beyan ve ikrarlarının davalıyı bağlayacağı, o halde; bütün davacılar için davalının da sorumlu tutulması gerektiği-