Tapu iptal ve tescil isteği-
Davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmadığı-
İhalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davalarının her zaman açılabileceği-
Kadastro tespit tarihinden önce ölen murislerinden kalan tereke üzerinde davacılar, kendi miras payları yönünden iptal ve tescil isteğinde bulunmuş iseler de, murisin tespit tarihinden önce öldüğü gözetildiğinde, tutanağın kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih itibariyle 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bu parseller bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Ö.’in inançlı işleme dayalı olarak E.’e yapılan bu temlikten bihaber olduğunun kabulünün, dosya kapsamına ve toplanan delillere uygun düştüğü söylenemeyeceğinden; olayların gelişimi ve süreci gözetildiğinde davalı Ö.’nün, anılan bu işlemi TMK.nun 1024. maddesi hükmü uyarınca bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğu; öyle ise, Ö.’in E.’ten gelen ½ pay bakımından iyiniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Davada, tapu iptali ve tescil, karşı dava ile de elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istendiği, kayıt malikinin, mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılmasının gerekeceği, çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesi uyarınca, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanaklarının olmadığı ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen 3. kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanmasının mümkün olduğu-
Davalının kötüniyetli malik olduğu kanıtlanmadığından mahkemece tapu iptali ve tescil davasının reddolunması gerekeceği, araçla ilgili talepte de; trafikte kayıtlı olan aracın kaydında düzeltme yapılması idari nitelikteki bir işlem olduğundan bu husustaki uyuşmazlığın idari yargı yerinde giderilebileceği-
Davalıların birbirini tanıyan akraba ve yakın arkadaş olmaları sebebiyle TMK'nun 1024.maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemi bilen ve bilmesi gerekli konumda bulundukları, bu sebeple aynı yasanın 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları-
2659 sayılı Yasanın 21. maddesi uyarınca; temlik işleminde kullanılan imzanın sahte olduğu iddiası, başka bir ifadeyle imzanın davacının eli ürünü olup- olmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince saptanması gerekeceği-
Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteği-