Hibe edenin, kayıtsız ve şartsız rücua hakkı olan hibeler ile adet üzere verilen hediyeler müstesna olarak, vefatından evvelki bir sene içinde yapılmış hibeler tenkise tabidir; ancak maddi olayda ise karşılıksız edim unsuru bulunmadığından, Medeni Kanunun 507. maddesindeki koşulların oluşmadığı-
Miras bırakan tarafından, beş parça taşınmazın satış yoluyla oğluna temlik edilmiş olması halinde davacının, tanık dinleterek «temlikin, diğer mirasçıların saklı paylarını ihlal kasdı ile yapıldığını, davalıya teberru edildiğini» isbat etmesi gerekeceği, tapuda belirtilen satış bedeli ile gerçek değer arasındaki açık farkın tek başına tenkis iddiasının kabulü için yeterli olmadığı -
Miras bırakanın sağlığında yaptığı temliki tasarrufa yönelik olarak ölümünden sonra bir kısım mirasçılarının, muvazaa nedeniyle tereke adına açtıkları iptal ve tescil davasını, sonradan kendi paylarına hasretmelerinin, talep sonucunun daraltılması anlamını taşıyacağı, bunun ge-çerli olması için davanın ıslahına gerek bulunmadığı -
Lehine temlik yapılana olan borç ve minnet duygularıyla yapılan temliklerin tenkis edilemeyeceği -
Miras bırakanın, saklı payları giderme kasdı ile değil de koyduğu taksim kuralı çerçevesinde yaptığı temlikler hakkında tenkis davası açılamayacağı -
Her ne kadar 22.5.1987 tarih ve 1986/4-1987/5 sayılı İ.ları Birleştirme Kararında, mirasbırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçıların, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile BK.’nun 18.maddesine (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı muvazaa nedeniyle iptal ve tescili davası açabilecekleri öngörülmüşse de, temliki tasarrufa ilişkin olarak davacıların iradesini ve talebini kapsar şekilde açılan tenkis davası sonuçlanmış ve kesinleşmiş olduğu takdirde, 1.4.1974 tarih ve 12 sayılı Yargıtay İ.ları Birleştirme Kararının uygulama olanağının ortadan kalkacağı -
Tenkis davalarında faiz alacağının, davalının tercih hakkını kullandığı günde muayyen ve muaccel hale gelen, tenkis davasının eklentisi niteliğinde ve asıl alacak ödenmediği sürece her gün işleyen bir alacak olduğu -
Üçüncü kişinin muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için; onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlemin yapılması gerektiği-
Murisin muvazaalı temlikinden sonra evlat edindiği veya evlendiği kişinin yahut sağ doğmuş olmak kaydıyla ana rahmine düşen çocuğun, «muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası» açabileceği -
Tenkis davasına konu olan parseller üzerine miras bırakanın katkısı olmadan yapılan binaların değerinin, tenkis hesabına dahil edilemeyeceği -