İİK.nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK.nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiğinin, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hükme bağlandığı-
Borçlunun yetki itirazı kabul edilerek verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunmasının geçerli olmadığı- Yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği- Yetki itirazına ilişkin karar kesinleşmeden dosyanın yetkili yere gönderilmesine karar verildiğinden borçlu hakkındaki ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
............ parsel sayılı tapu kaydında davalı olduğu belirtildiğine, kadastrosu kesinleşmemiş olduğuna ve malik hanesi boş bulunduğuna göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi (766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 54. maddesi) uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-
HMK mad. 20 uyarınca, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilir mi?
28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı yasının 1. maddesi ile HMK mad. 20'de yapılan değişiklik çerçevesinde, görevsizlik kararı veren mahkemeye yapılan gönderme talebi süresinde değilse veya taraflarca gönderme talebinde hiç bulunulmamışsa dosya kendisine resen gönderilerek esas numarası alan mahkemenin yapacağı işlemin ne olacağı ve davanın açılmamış sayılması kararını verme görevinin hangi mahkemeye ait olduğu-
Tebligat Kanunu hükümleri nazara alındığında, vekile tebliğin zorunlu olması karşısında, verilen yetkisizlik kararının alacaklı asile tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmakla, bu tebliğ işlemi haliyle yok hükmünde sayılacağından, öngörülen iki haftalık yasal sürenin geçmiş olmasından da söz edilmeyeceği, alacaklı vekilinin, dosyanın yetkili İcra müdürlüğüne gönderilmesi talebinin süresinde olduğunun kabulü ile davanın esasının incelenmesi yerine takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı -dava dışı şirket yetkilisi sıfatıyla- ile davalı arasında hizmet sözleşmesinin özel bir türü olan pazarlamacılık sözleşmesi imzalanmış olduğundan, davalının hizmet akdi kapsamında çalışan işçi olduğu kabul edilerek, dava tarihinde yürürlükte olan mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre işçi ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden doğan hukuki uyuşmazlıklarının özel mahkeme niteliğinde olan iş mahkemelerinde çözümleneceği-
Kaza yapan kaskolu şirket araçlarının şoförlerinden sigorta şirketince ödeme yapılmaması ihtimaline karşılık alınan senede dayalı menfi tespit davasında görevli mahkeme- Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin, Yargıtay Hukuk Dairesi ile olumsuz görev uyuşmazlığı çıkaramayacağı-
Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından taraflar yetki sözleşmesi yapabilirlerse de, Türk mahkemelerinin MÖHUK 47. maddesine istinaden münhasır yetkisinin olduğu hallerde bu yönde bir sözleşme yapılmasının mümkün olmadığı, TTK. mad. 105/2 son cümle uyarınca, yabancı tacirler hesabına acentelik yapanlar bakımından müvekkili adına Türkiye’de dava açılması halinde sözleşmedeki yetki şartının MÖHUK gereğince geçersizliği öngörüldüğüne göre, madde hükmü ile bu nitelikteki uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin münhasır yetki taşıdığının kabul edilmesi gerekeceği-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği; aksi takdirde, bu mahkemece "davanın açılmamış sayılması"na karar verilmesi gerektiği-