Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen usulden ret kararları ile adli yargı içindeki mahkemeler arasında görevsizlik/yetkisizlik nedeniyle verilen usulden ret kararlarının birbirinden farklı olduğu- Dosyanın görevli/yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvuru koşulunun, aynı yargı kolu içerisindeki mahkemeler arasında verilmiş kararlara ilişkin bir usul kuralı olduğu- Dosyanın görevli/yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvuru süresinin bir hak düşürücü süre olduğu ve hak düşürücü sürelerin kanuniliği ilkesi gereği de taraflara kanunun öngörmediği bir yükün yorum yoluyla getirilmesinin düşünülemeyeceği- Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarına uymanın zorunlu olduğu ve ilgili yargı mercilerinin gecikmeksizin bu kararı uygulamakla görevli olduğu- Olumsuz görev uyuşmazlığında Uyuşmazlık Mahkemesince görevsizlik kararı kaldırılan mahkemenin bu karar gereği işlem yaparak yargılamaya kaldığı yerden devam etmesi gerektiğinden kıyas yoluyla HMK.20 maddesinin uygulanmasının imkânı bulunmadığı-
HMK’nun 20. maddesi gereğince yetkisizlik kararı kesinleşmeden takip dosyası yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyeceği, ancak alacaklının dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi yönünde talepte bulunması için kararın kesinleşmesi gerekmediği- 6762 sayılı TTK'da zamanaşımını kesen işlemlerin sınırlı olduğu; öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemlerinin de zamanaşımını keseceği-
Alacaklı vekili tarafından HMK'nın 20. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra, ................ tarihinde dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği ve icra müdürlüğünce dosyanın gönderilmesine karar verildiği, bu tarih itibari ile başvurunun HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesince; kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nın 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte, yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ise ödeme emrinin iptalinin gerekeceği, o halde, İlk Derece Mahkemesince, yetki itirazına ilişkin karar kesinleşmeden dosyanın yetkili yere gönderilmesine karar verildiği açık olduğundan, iş bu borca itiraz başvurusu üzerine muteriz borçlu hakkındaki ödeme emrinin iptali ile itirazların esasının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlunun şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebileceği- İlk olarak başlatılan kambiyo takibinin açılmamış sayılmasına kesinleşmiş mahkeme kararı ile karar verilmiş olduğundan şikayetçilerin istinaf dilekçesindeki sair iddiaları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bozma sonrası mahkemece bozmaya uyulmasına ve işin esasının incelenmesi gerekmesine karşın yetkisizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığı-
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 17.4.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 52. maddesi ile değişik 88. maddesinin 19. fıkrası uyarınca ise, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurum'un alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu- 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre daha özel bir düzenleme olup, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 16. fıkrası uyarınca prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun uyarınca yaptığı icra takipleri nedeniyle gerçekleştirilen taşınmaz ihalelerinin feshine ilişkin şikayetler hakkında da aynı maddenin 19. fıkrası hükmünün uygulanması gerekeceği- Uyuşmazlığın çözümünde, alacaklı biriminin (Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi) bulunduğu yer iş mahkemesi olan İstanbul Anadolu İş Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, icra mahkemesinin talep hakkında karar verme görevi bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin şikayetin esastan reddine dair kararının ortadan kaldırılarak, HMK'nın 353/1-a-3. maddesi gereğince, icra mahkemesinin görevsizliğine, HMK’nın 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı süresi dolmadan 16.03.2015 tarihinde icra takibi başlatılmış ise de, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan itirazın kaldırılması davasında 02.05.2017 tarihinde icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle tarafların yüzüne karşı yetki itirazının reddine karar verildiği, on günlük süresinde kararı istinaf eden davacının daha sonra 28.06.2017 tarihinde istinaf isteminden feragat etmesi üzerine de icra mahkemesince 14.07.2017 tarihinde verilen ek kararla davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve böylelikle istinaf başvurusu yapılmamış sayılmakla icra mahkemesi kararının tefhimden itibaren on günlük sürenin sonunda 13.05.2017 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından yetkisizlik kararının istinaf süresinin sonunda kesinleşmiş olması halinde iki haftalık süre içinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin 24/10/2017 tarihinde talep edildiiği ve bu tarih itibarıyla iki haftalık süre davanın kesinleştiği tarihi itibarıyla geçmiş olduğu gibi, davacının istinaftan feragat ettiği tarih esas alınsa bile yine geçtiğinden takibin yapılmamış sayılması gerektiği bu nedenle takip ve bu takibe yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasındaki her yargısal işlemin de zamanaşımını kesmediğinin kabul edileceği-
........... Bölge Adliye Mahkemesi ....... Hukuk Dairesince yetkisizlik kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134/4. maddesi gereğince, ihalenin feshi davalarında verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesin olduğu- 30.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 134/7 maddesinde mahkemece yetkisizlik kararı verilmesinden sonra masrafı gider avansından karşılanmak suretiyle dosyanın re'sen yetkili icra mahkemesine gönderileceği düzenlemesi bulunmakta ise de, bu yasal düzenlemenin açılmamış sayılan davalara bir etkisinin bulunmadığı- Verildiği anda kesin olan ......... Bölge Adliye Mahkemesi ......... Hukuk Dairesi'nin 01.07.2020 tarihli yetkisizlik kararının taraf vekillerine 27.07.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen borçlu vekilinin tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süre geçtikten sonra (04.08.2021 tarihinde) dosyanın yetkili icra mahkemesine gönderilmesi isteminde bulunduğunun görüldüğü, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen gözetileceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nın 20. maddesi uyarınca re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dairemizce yapılan Uyap sorgusunda, ilgili mahkemenin yetkisizlik kararlarının taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 17.02.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ödeme emrinin iptali gerekeceği, o halde, bölge adliye mahkemesince, yetki itirazına ilişkin kararlar kesinleşmeden dosyanın yetkili yere gönderilmesine karar verildiği açık olduğundan muteriz borçlular hakkındaki ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-