Şikayetin hasmı ve karşı tarafı alacaklı ile ihale alıcısı olup taşınmaz malikinin davaya dahilinin zorunlu olmadığı- Şikayetçiye Ticaret Mahkemesi dosyasından tasarruf işlemleri için kayyum atanmış olsa da tasarruf işlemi niteliğinde olmayan icra takip işlemleri için yapılacak tebligatların kayyuma tebliğinin zorunlu olmadığı- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emrinin iptali gerektiği ve borcunun olmadığı iddialarının, ihaleye ilişkin usulsüzlük ve ihalenin feshi nedeni olmadığı- Şikayetçinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin iptali için ........... tarihinde ihaleden önce yaptığı ........... İcra Hukuk Mahkemesindeki .............. Esas sayılı şikayet hakkında ilk derece mahkemesince değerlendirme yapılmaması Hukuk Muhakemeleri Yasası'nın 297.maddesine aykırı olup ........... esas sayılı şikayetin ............. tarihinde süreden reddedildiği, bu karar aleyhine şikayetçi ihalenin yapıldığı gün ancak ihaleden sonra saat 12:57'de istinaf yasa yoluna başvurmuş olduğundan İcra ve İflas Yasasının 363/son maddesine göre satış sürecinin durmadığı ve ihalenin bu sebeple feshedilemeyeceği- ............ Asliye Ticaret Mahkemesinin ............. Esas sayılı dosyasından .................. tarihinde şikayetçi ile diğer borçlu şirket yönünden adi alacaklar için konkordato projesini tasdik kararı verilmiş olsa da rehinli alacaklar yönünden dava reddedilmiş ve rehinli alacaklar yönünden tedbir kararları kaldırılmış olduğundan ihaleye engel bir tedbir kararının davalı ipotek alacaklısı için kalmadığını, duruşmada usule uygun şekilde ara kararlar kurularak yargılamanın bitirildiği, muhammen bedel üzerinde bir bedelle ihale yapılmış olsa da şikayetçinin ihalenin feshi isteminin esastan incelenmesini gerektiren (konkordato davasında tedbir kararı bulunduğu ve icra mahkemesinde takibin iptali talepli şikayette verilen kararın istinaf edildiği) iddiaları sonucu ihalenin feshi istemi esastan incelenerek ret kararı verildiğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin gerekli olduğu ancak karar tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan ve uygulanması gereken 7343 Sayılı Yasayla değişik İcra ve İflas Yasasının 134.maddesine göre para cezasının ihale bedelinin % 5'i oranında belirlenmesi ölçülülük ilkesine uygun olacağından para cezasının miktarının ihale bedelinin % 5'i olarak belirlenip düzeltilmesi gerektiği-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm kısmı olup, icra mahkemelerince takibin dayanak ilamın hüküm kısmına uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerektiği, dayanak ilamdan önce daha önce verilen kararların temyiz üzerine bozulmuş olması ve en son dayanak ilamla hüküm kurulmuş olması sebebiyle, bozmadan önceki ilamlarda verilen hüküm yönünden denetleme yapmasının mümkün olmadığı, dayanak ilamın hüküm fıkrası incelendiğinde; faizin başlangıç tarihi konusunda bir hüküm bulunmadığı, sadece hükmedilen alacakların yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, ilamda faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği gerekçesi ile somut olayda takibin dayanağı olan ilamda faizin başlangıç tarihi belirtilmediğinden, faizin başlangıcının karar tarihi olması gerekmekte olup, bu durumda ise alacaklının dava tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunması dayanak ilama aykırı olduğu gerekçesi ile şikayete konu asıl alacak miktarları yönünden işlemiş faizin yeniden hesaplanarak, icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, olması halinde davacının feshinin haklı olup olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı bir alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin davada, taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, kararın gerekçesinde hata edilmiş ise istinaf başvurusunun kabulü ve yerel mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesinin gerekçesinin değiştirilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-
Çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusunun değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi olduğu- Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceği- Öğrencilerin sigortalı sayılmamalarının, “tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işleri” nin gördükleri öğrenimin doğal bir gereği olmasından ötürü olduğu bu bakımdan bir hizmet akdinin varlığından söz edilemeyeceği için sigortalılık niteliği edinme hali de söz konusu olamayacağı- Somut olayda, davacı adına verilen 16.10.1984 tarihli işe giriş bildirgesi çırak olarak verilmiş olup, kısa vade sigorta kollarından 31 gün bildirimi bulunduğundan davacının bu dönemde üretime fiilen katılıp katılmadığı yeterince araştırılmaksızın hüküm tesisinin isabetsiz olmadığı bu nedenle; mahkemece bordro tanıkları yeniden dinlenerek, davacının işyerinde ne iş yaptığı, üretime katılıp katılmadığı somut bir şekilde belirlenmeli, üretime katılmış ise çalışmanın tüm sigorta kollarına tabi olması gerektiği gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
11. HD. 28.12.2022 T. E: 5297, K: 9566
İşçinin kaptan pilotluk sözleşmesi kapsamında çalışmaya başladığı, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan feshedildiği olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre işverenin cezai şartı almaya hak kazandığı- İşçinin, her ay maktu bir şekilde aldığı günlük brüt ücretin, aylık brüt üretin 30'a bölünmesi ile belirleneceği ve buna göre hesaplamanın yapılması gerektiği-
İşçinin ücreti zaten Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı uygulanarak belirlenmiş olduğundan, aynı dönem için Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesi ile çakışacak şekilde 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı-
Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı incelenmeyeceği- Mahkemece, küçüğün, eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde davacı babaanne ve çocuklar arasında uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerektiği-
7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirildiğinde, yabancı mahkeme kararının tanınmasının Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği-