İİK'nun 278/3-1 maddesine göre karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, edinen ile evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmünde olduğu- Dava konusu kooperatif ortağı önceden borçlunun eşi olmakla birlikte, borcun doğumundan çok önce borçlu eşe devredilip, borcun doğumundan hemen sonra ferdileştirmeye geçiş sırasında borçlu tarafından davalı eşine devredildiği, bu devrin bağışlama niteliğinde olduğu, kooperetif ödemelerinin eş tarafından yatırıldığı ispatlanamadığından, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı ...'in borçlunun çalışanı, davalı ...'un babası olduğu, ...'un tasarruf tarihinde 19 yaşında olduğu, dava konusu 17.8.2011 tarihli tasarruf işlemlerinde davalı ...'in borçlunun vekili olarak devir işlemlerini yaptığı dolayısıyla davalı ... ve ...'un borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK'nun 278/1 ve 280/1 maddeler gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark olmadığı ve borçlunun vergi borcu için gerekli işe başlama tarihi, tasarruftan sonra yapıldığından tasarrufun iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kardeşler arasındaki tasarruf, bağış niteliğinde olup iptali gerektiği-
Davalı üçüncü kişi, taşınmazı aldığı bedeli ispatlamış olup, bedel farkı da bulunmadığından tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
Mahkemece, aciz halinde olan borçlunun alacaklılarını zarara uğratmak için aynı evde birlikte oturdukları aynı zamanda kayınpederi olan şahsa satış yaptığı, her ne kadar borçlu eşinden boşanmış ise de davalının dava konusu taşınmazları edinme tarihinde borçlu ile kızının evli olduğundan ve boşanmanın kesinleşmediğinden aralarındaki tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan iptali gerektiği- İşyeri niteliğindeki taşınmazın devrinin İİK. mad. 280 gereğince de iptali tabi olduğu-
Kardeş olan davalılar arasında yapılan tasarruf işlemlerinin İİK. mad. 278/1 uyarınca iptale tabi olduğu- Taşınmazların yargılama sırasında dava dışı bir başka kişiye satılması halinde, davacıya, yeni malik olan bu kişiyi davaya dahil etmesi veya davasını makten tazminata dönüştürmesi konusunda seçim hakkı tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazı borçludan alan üçüncü kişi, borçlunun kızı olup aralarındaki tasarrufun iptale tabi olduğu, dördüncü kişinin, borçlu ile bir yakınlığı tespit edilememiş ise de, borçlunun kızı olan üçüncü kişiden dördüncü kişiye ve  dördüncü kişiden beşinci kişiye yapılan satışlar raiç bedellerin çok altında çok kısa bir  sürede yapılması karşısında, bu kişilerin de iyi niyetli olduklarından söz edilemeyeceği- Tasarruf tarihine kadar olan davacının vergi alacağı ve ferilerinin tespiti için bu konu ile ilgili verilen vergi mahkemesi kararları da dikkate alınacak şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, tespit edilen alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde tasarrufların iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın ipotekle satılması halinde tapudaki satış bedeline ipotek bedeli eklenerek rayiç değerle kıyaslanması ve bedel farkının buna göre belirlenmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli dışında rayiç bedelle alındığı, tapu dışı ödemenin resmi belge ile ispatlanması halinde, tapu dışı ödemenin de tapudaki satış bedeline eklenmesi gerektiği- Davalı 3.kişinin tapu dışı harici ödemeleri taşınmazı aldığı tarihteki banka hesap hareketleri ile ispatlaması halinde de, aksi iddia ve ispatlanmadığı sürece, bankadan tasarruf tarihine yakın tarihlerde çektiği paranın da taşınmaz alımı için kullanıldığının kabulü gerekli olduğu- Dava konusu taşınmazın satışı konusunda davalıların tapuya başvurdukları ve işlemlerin ertesi gün (7.2.2013'de) tamamlandığı davalı üçüncü kişinin hesap hareketlerinden adı geçen davalının satıştan 5.2.2013 tarihinde 80.000 TL; 7.2.2013 tarihinde 655.530.000 TL çektiği, yine davalı borçlu ile ortağı olduğu şirketin  7.2.2013 tarihli hesap haretlerinden 450.000'nin TL şirketin, 200.000 TL'nin borçlunun hesabına girdiği, aynı gün anılan paralarla borçlu ile ortağı olduğu şirketin ipotek borcunun ödendiği, davalı üçüncü kişinin para çektiği saat ile borçlu ve şirketine giren paraların saatlari arasında yarım saat gibi bir zaman diliminin olduğu, ayrıca satış bedeline mahsuben davalı üçüncü kişi tarafından keşide edilen 135.000 TL'lik çekinde borçlunun babasının cirosu ile bankadan ödendiği, yani, davalı üçüncü kişinin dava konusu taşınmaza 870.000 TL civarında bir ödeme yaptığının anlaşıldığı,bu durumda davalı 3.kişi tarafından ödenen bedelle bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, ayrıca davalı 3.kişi ile borçlu arasında akrabalık, arkadaşlık, iş ortaklığı... vs. gibi bir ilişkinin bulunmadığı, yani davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-