TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > Madde 49 - I. Genel olarak
Davalılardan sadece sigorta şirketi vekili süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olup, diğer davalı davaya cevap verip zamanaşımı definde bulunmadığından, diğer davalı yönünden davaya devam edilerek toplanacak deliller ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Islahla kastedilenin, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı- Haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat istemli davada, dava konusu edilmeyen manevi tazminat talebin ıslah konusu yapılamayacağı-
Davalı banka nezdinde bulunan ve davacıya ait kredi kartı hesabındaki paranın davacının bilgisi ve izni dışında kullanılarak davalı bankanın internet bankacılığı sayfasında “mail order” yöntemi ile ... numaralı telefona tek kullanımlık şifre gönderilmek sureti ile yapılmış para transferi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan bedelin tahsiline ilişkin davada, telefon numarasının davacı asile ait olduğu tespit edilip sim kartının kopyalandığı ya da sahte sim kartı düzenlendiği kanıtlanamadığından bankaya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından davanın reddi gerektiği-
Dava tarihinden faiz işletilmiş olması doğru olmadığı ve davalı sigortanın hasar dosyasında başvuru kaşesi mevcut olduğundan davalı sigorta şirketi yönünden 8 iş günü sonrasından itibaren faiz yürütülmesi, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği- Zarara neden olan araç ticari amaçlı çekici ve römork olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olduğundan davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerektiği-
Araç maliki ile birlikte dosya içerisinde mevcut ariyet sözleşmesi gereği kullanım haklarının davacıda olduğu anlaşıldığından işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı, davalı İl Sağlık Müdürlüğü yönünden davasını, davacı yayaya çarpan aracın işleteni olduğunu belirterek açmış olup, adı geçen bu idare yönünden hizmet kusuru iddiasına dayanılmadığından, İl Sağlık Müdürlüğü yönünden yine müteselsil sorumlulukları bulunan sürücü ve sigorta şirketi ile birlikte davanın adli yargıda bakılması gerektiği-
Bilirkişiden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının bulunması hususunda ayrıntılı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Konusunda uzman olduğu bilinmeyen serbest mali müşavir bilirkişiden aldırılan bilirkişi raporu esas alınarak asıl davacının kazanç kaybı hesaplanamayacağı- Süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerektiği- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybı denetime olanak vermeyecek şekilde belirlendiğinden bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı ve ek raporu veren bilirkişi heyetinden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının tespiti hususunda ayrıntılı, denetime elverişli ek rapor alınması gerektiği- Ek bilirkişi raporunda talep edilen araç hasarına yönelik hiçbir hesaplama yapılmadan doğrudan araç hurda olduğundan değer kaybı olmadığının ve araç mahrumiyetinden kaynaklı zararın kusur oranına göre olduğu miktarın belirtilemeyeceği-
Aracın bedeli konusunda diğer davalı sigorta şirketinden araç bedeli tazmin edildiği gerekçesiyle davanın davalı müteveffa şahıs yönünden de konusuz kaldığının kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğu ve davalı şahsın haksız fiil sorumlusu olup hasarın karşılanmayan kısmı yönünden davalı sürücünün sorumluluğunun devam ettiğinin kabul edilmesi gerektiği-