İcra mahkemesince, İİK.l70/a uyarınca; keşide yeri olarak bonoda gösterilmiş olan yerin “idari birim” niteliğinde olup olmadığının doğrudan doğruya araştırılması gerekeceği; ”idari birim”den maksadın 'il','ilçe','bucak' ve ‘köy’ tüzel kişileri olduğu-
Taraflar arasındaki “sözleşme” ve “protokol”ün içeriğinden, takip konusu çeklerin tahsilinin bazı koşullara bağlanmış olduğunun anlaşılması halinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılmış olan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Vadesi gösterilmemiş bir bononun “görüldüğünde ödenmesi şart” bir bono sayılacağı (TTK. 777), böyle bir bononun “keşide gününden itibaren bir yıl içinde ibrazı” gerekeceği (TTK. 704) - Bu tür bonolarda bonoyu tanzim eden keşideci ve avalistlerin sorumluluğunun devam edeceği, ancak vadesi gösterilmemiş olan bononun keşide (tanzim) tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz olunmaması halinde müracaat borçlularının (lehtar ve cirantaların) borçtan kurtulacağı ve bu kişiler hakkında icra takibi yapılamayacağı-
Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimsenin, son ciro "beyaz ciro" olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde "yetkili hamil" sayılacağı; çekin lehtarı olan alacaklının çeki ciro ile elinden çıkardıktan sonra yetkili hamil olabilmesi için, çekleri yeniden kendisine teslimi dışında ciro edilmesine (geriye ciroya) gerek bulunmadığı-
Bonoda, «keşide yeri»nin (İST.) olarak kısaltılarak belirtilmiş olması halinde, «bononun keşide yerinin İstanbul olarak» gösterilmiş sayılacağı-
“Takip konusu senetlerin/çeklerin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı” ya da “alacaklının bu senetlere/çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı” saptansa dahi, takip borçlusunun borcu kabul edip ödeme iddiasında bulunması (yani; takip konusu borcu kısmen ya da tamamen ödemiş olduğunu belirtmiş olması) halinde, icra mahkemesince -İİK.170/a-II uyarınca- “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
“Keşidecinin protesto edilmemiş olması nedeniyle lehtar hakkında takip yapılamayacağı”na ilişkin –İİK. m. 170/a maddesine dayalı- şikayet hakkında HMUK.'nun 409/5. (şimdi; HMK.’nun 150.) maddesinin uygulanarak, tarafların duruşmaya gitmemeleri halinde “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilemeyeceği-