Çekin keşide yerindeki ve keşide tarihindeki paraf imzasının borçluya ait olduğunun anlaşılması halinde, bu çeke dayalı olarak yapılmış olan takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Takip dayanağı çeklerin muhatap bankaya ibraz edilmiş olmalarına rağmen, arkalarına ibraz tarihlerinin yazılmamış olmaları halinde, icra takibinin keşide tarihinden itibaren on gün içinde yapılmış olması nedeniyle, çeklerin yasal süre içinde bankaya ibraz edilmiş olmalarının kabulü gerekeceği-
“Senette yazılı borcun tamamını ödediğini” ileri süren kefil tarafından “kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile” takip yapılamayacağı-
Kambiyo senedi niteliğinde olan “bono”daki hakkın devrinin ancak “ciro” ve “teslim” ile mümkün olabileceği; lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine gerek bulunmadığı, cironun sadece imzadan ibaret de olabileceği, bu şekilde yapılan ciroya “beyaz ciro” denildiği-
İcra mahkemesince, İİK.l70/a uyarınca; keşide yeri olarak bonoda gösterilmiş olan yerin “idari birim” niteliğinde olup olmadığının doğrudan doğruya araştırılması gerekeceği; ”idari birim”den maksadın 'il','ilçe','bucak' ve ‘köy’ tüzel kişileri olduğu-
Çekin keşide tarihindeki düzeltmede yer alan paraf imzasının borçlunun temsilcisine ait olmadığının saptanması halinde, çekin keşide tarihinin başlangıçtaki şekilde olduğu kabul edilerek, ibrazın süresinde olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Çekin bankaya ibrazından sonra, ciro edilmeksizin başkasına devrinin mümkün olmadığı; ibraz işleminden sonra, alacaklının çeke dayanarak takipte bulunabilmesi için, alacaklı adına alacağın temliki sonucunu doğuracak bir cironun yapılmış olması gerektiği-
Lehtarın cirosundan önce yapılan cironun yok hükmünde olduğu-
“Takip konusu senetlerin/çeklerin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı” ya da “alacaklının bu senetlere/çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı” saptansa dahi, takip borçlusunun borcu kabul edip ödeme iddiasında bulunması (yani; takip konusu borcu kısmen ya da tamamen ödemiş olduğunu belirtmiş olması) halinde, icra mahkemesince -İİK.170/a-II uyarınca- “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
Bonoda iki lehtar bulunması ve alacaklılar arasında da teselsül ifade eden bir kayıt da bulunmadığından,lehtarlardan birisinin tek başına senetten doğan hakkın tamamını değil yarısını isteyebileceği( ve icra mahkemesince;icra takibinin yarısı yönünden iptal kararı verilmesi gerekeceği-