Yargıtay uygulamasında TK’nın 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- TK 'nın 32. maddesi gereğince, tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekeceği-
Tüzel kişiye yapılan tebligatta, tebliği alan kişinin şirketin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişi olup olmadığı araştırılmaksızın doğrudan daimi çalışana yapılan tebliğin usulsüz olduğu- Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı-
Şikayet dilekçesinde; açık bir şekilde usulsüz tebliğden haberdar olunduğu tarih olarak 30/01/2020 tarihi bildirilmiş olup aksinin de yazılı delille kanıtlanamadığı, o halde; mahkemece, 30/01/2020 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü ile tebliğ tarihinin 30/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken ödeme emri tebliğ tarihinin 31/01/2020 olarak kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün şikayet ile öğrenmeden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürüleceği-
Borçlu ................. Derneğinin ödeme emrini 7201 Sayılı TK'nın 21/1 maddesi gereğince "Tebligat adresine gidildi, muhatap tebliğ saatinde adreste olmadığından ve tebliğe haiz kimse bulunmadığından tevziat saatlerinde kapalı olması sebebiyle tebliğ zarfı mahalle muhtarına tebliğ edildi kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı, durumdan komşusu haberdar edildi. Haber verilen kişi isim ve imzadan imtina etti." şerh ile tebliğ olunduğu, haber verilen komşu isminin bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar tüzel kişi derneğin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, o halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece şikayet olunanın takip dosyası yönünden borçluların takibi öğrendikleri tarihe değer verilmeksizin sonuca gidilmişse de Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin, muhatabının tebliğe muttali olması halinde tebligatı geçerli saydığı-
Tebligatı alan şahsın, şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan iş yeri çalışanına tebligat yapıldığı anlaşıldığından, satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçlunun bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olup, takibin dayanağı olan tahliye taahhütnamesinde ve örnek 14 nolu tahliye emrinde gösterilen, ayrıca alacaklının icra müdürlüğüne bildirdiği ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres doğru ve eksiksiz yazılmaksızın tebligat çıkarılması ve adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilememesi durumunda, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği- Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; borçlunun hakkındaki takibi öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önce öğrendiği hususu alacaklı tarafından yazılı delille ispat edilemediğine göre, tebliğ tarihinin borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine ilişkin kararın yerinde olduğu-
İmtina etmesi nedeniyle imzası alınmamış olsa da, haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunduğu anlaşılan borçlunun haciz tarihi itibariyle, icra takibinden haberdar olduğu ve bu tarihten itibaren yedi gün içinde "ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna" ilişkin şikayetini yapması gerektiği-