Borçluya gönderilen ödeme emrinin bila ikmal iade edildiği, sonrasında da borçluya, usulsüz de olsa, herhangi bir ödeme emri tebliğinin yapılmadığı görülmekle yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan, borçlunun öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği- Mahkemece, "usulsüz tebligatın öğrenme ile usulüne uygun hale geleceği" gerekçesiyle borçlunun "ödeme emri tebliğ edilmeksizin ve takip kesinleşmeksizin banka hesaplarına konulan hacizlerin iptaline"  yönelik şikayetinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihe göre, yasal 7 günlük süreden sonra icra mahkemesine şikayette bulunan borçlunun şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Muhatabın dışarıda olduğu tespit edilerek 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı ve evrakın mahalle muhtarı imzasına teslim edildiği açıklaması ile tebligat işleminin yapıldığı görülmekte olup, söz konusu tebligatta, borçlunun dışarıda olduğunun kimden sorularak tespit edildiğinin, muhatabın tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun ve kime haber bırakıldığının tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmediği anlaşılmakla, tebliğ işleminin usulsüz olduğu (Teb. K. mad. 21/1,  23/7; Teb. Yön. 30 ve 35); mahkemece, usulsüz tebligat şikâyetinin kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği (Teb. K. mad. 32)-
Tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tespit edilmediğinden, yapılan tebliğ işleminin uusulsüz olduğu (Teb. K. mad. 21/1, Teb. Yön. mad. 30)- Bu durumda, uyuşmazlığın "gecikmiş itiraz" (İİK. mad. 65) kurallarına göre değil, Teb. Kanunu'nun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerektiği- Borçlu vekilinin "gecikmiş itiraz" deyimini kullansa bile, mahkemece, borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ işleminin TK'nun 21/1. maddesine uygun olup olmadığının araştırılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Borçlulara yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde, Tebligat Kanunu mad. 32 uyarınca tebligat tarihinin (şikayet tarihinin değil), öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- 
Tebliği çıkaran mercice tebliğ zarfına "Mernis adresine, TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına" dair tebliğ evrakı üzerine usulünce düşülmüş bir şerh bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve buna göre borçlunun süresinde olan itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak, borçlu şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olduğu, mahkemece tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinin borçlunun takip talebinde belirtilen adresine çıkartıldığı, anılan tebliğ mazbatası üzerine; "adresin kapalı olması nedeniyle, yapılan araştırmada bilgisi alınan fakat ismi okunamayan kişiden sorulduğu, muhatabın bu adreste oturduğu ve şu an ..... gittiği imzadan kaçınarak sözlü beyan etmiş olup T.K. 21. mad. gereği bağlı bulunduğu mahalle muhtarının imzasına tebliğ edilerek 2 nolu form kapısına yapıştırıldı. Durumdan bilgisi alınan kişiye haber verildi." şerhi düşülmek suretiyle, 21.03.2016 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı anlaşıldığından,; tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve bilgisine başvurulan fakat mazbata üstündeki ismi net okunamayan kişinin anılan durumdan net olarak bilgisinin olup olmadığını sorgulamadan, yapılan açıklama ile yetinerek ödeme emrini muhtara tebliğ etmiş ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı, bu durumda, anılan tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin 7 gün içinde yapılması gerektiği-