Mirasbırakan babası S. Üncü'nün 309, 505, 2252, 2254 ve 2596 parsel sayılı taşınmazlarını ara malik kullanmak suretiyle mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle davalı oğluna devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ve ecrimisil istekleri-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve tenkis istekleri-
1, 3 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil, 2 nolu bağımsız bölüm yönünden ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemlerine-
Muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlemin geçerli hale gelmeyeceği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekleri-
Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden, olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı- Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve tanık anlatımlarından, miras bırakanın sağlığında davacı kızlarına da taşınmazlarından verdiği, yani murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği, denkleştirmede eşitliğin aranmayacağı, ayrıca miras bırakan adına kayıtlı başkaca birçok taşınmazın daha bulunduğu-
01.04.1974 tarihli ½ sayılı İBK’na göre; “ Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı(muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceği- Bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan MK’nun 507. ve 603.maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağı"- Öte yandan tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olup teslimle mülkiyet geçeceğinden, tapusuz taşınmazlar bakımından 1.4.1974 tarihli ½ sayılı İBK’nun uygulanma yeri bulunmadığı-
TBK'nun 19. maddesine dayalı davada, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden harç ve avukat ücretine hükmedilmesi gerektiği- Mahkemece aynı bilirkişiden taşınmazın dava tarihindeki değeri konusunda ek rapor alınarak bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşif tarihindeki değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığı- Maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davaların genel muvazaa mahiyetinde olduğu ve bu davalarda genel ispat kuralları geçerli olduğu- Mahkemece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile ispat yükü de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın (TBK mad. 19) genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerektiği, davanın yasal süresinde açılmadığının (İİK. mad. 142/1) kabulü ile reddinin hatalı olduğu-