Mahkemece adı geçen icra müdürlüğünün dosyası ile haciz konulduğu ileri sürülen şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinde bulunduğu nazara alınarak şikayetin incelenmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği- 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 103 davetiyesinin tebliği tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerektiği- İcra dosyasından fotokopi alan borçlunun tüm tebligatlardan haberdar olmuş sayılacağı-
103 davetiyesinde şikayete konu taşınmaz dışındaki diğer taşınmazlara yer verildiği görüldüğünden,bu taşınmaz yönünden haczin İİK'nun 103. maddesi gereğince gönderilen bu davetiyenin tebliğ edildiği tarihte öğrenildiğinin kabul edilemeyeceği- mahkemece, borçlunun, beyan ettiği tarihte haczi öğrendiği ve dolayısıyla şikayetin süresinde olduğu kabul edilmesi gerektiği-
Borçluya gönderilen bir 103 davetiyesi bulunmadığı ve borçlunun hacizlerden daha önce haberdar olmadığı görüldüğünden, borçlunun, meskeniyet şikayeti tarihinde hacizden haberdar olduğu ve bu başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasına göre borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı-Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu kule vinçle ilgili davacı banka ile takip borçlusu arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilip getirilmediği ve bu doğrultuda mülkiyetin halen hangi tarafta bulunduğunun belirlenmesi amacıyla, davacı bankaya müzekkere yazılmışsa da buna dair müzekkere cevabı beklenmeden dosya karara bağlanmış olduğu ancak bu konuda yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesi, gerekirse tekit edilmesi ve mülkiyetin halen hangi tarafta bulunduğunun ayrıca değerlendirilmesi de gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği- Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış ise, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin esas alınacağı- Tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sistemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından Teb. K. mad. 21/2.'ye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı; kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat gönderilmesi, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılması gerektiği- Alacaklı vekili tarafından, borçlu vekiline gayrimenkul satış ilanı tebliği de yapıldığı iddiası da dikkate alınarak bu tebliğ işleminin değerlendirilip, mahkemece öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Şikayete konu meskenin değerinin 185.000 TL olduğu, borçlunun haline uygun meskenin ise 180.000 TL'ye alınabileceği belirlendiğine göre, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun 180.000 TL altında satılmamasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazla ilgili olarak tapuda 31.07.2014 tarihinde haciz şerhinin işlenip, borçluya, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin tebliğ edilmeyip, borçlunun hacizlerden 21.10.2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiğinden 21.10.2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin 7 günlük süre içerisinde olup incelenmesi gerektiği-
103 davetiyesinin borçluya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat mazbatasının dosyada bulunmadığı görüldüğünden, borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde belirttiği tarihin, öğrenme tarihi kabul edilerek başvurunun süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkının olduğu-
Borçlunun mal beyanında bildirmiş olduğu malların haczedilmezlik iddiasından feragat etmiş olmayacağı- Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazlara, tapuda haciz şerhinin işlendiği, borçluya İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğ edilmediği, borçlunun hacizlerden haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, bu tarihte yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği- Borçlunun şikayete konu hacizlere muttali olduğu kabul edilen mal beyanı dilekçesinin dosyaya sunulduğu ancak şikayete konu icra dosyasından herhangi bir bilgi alınmadığı anlaşıldığından, bu mal beyanı dilekçesi ile borçlunun şikayete konu haczi öğrendiğinin kabul edilemeyeceği-
Borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, borçlunun hacizden en erken haberdar olduğu tarih kıymet takdirine ilişkin keşfin tarihine göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğundan, mahkemece meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-