Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK'nin 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçlunun davalı sıfatı ile istihkak iddiasının reddine ilişkin davaya katılmasının sağlanması gerektiği-
Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesinin muhafaza edeceği ve bu şeylerin haczi için icra dairesi tarafından el konulmasının geçerlilik şartı olacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayıldığı bu nedenle, bu evrakın haczi için fiilen el konulmasının zorunlu olduğu-
Borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise, davada taraf olarak gösterilmesi gerekli olmadığı- Somut olayda, borçlu şirkete İİK'nin 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmemiş ise de, eldeki dava tarihinden önce 06.07.2015 tarihinde vekili aracılığı ile takip dosyasına ibraz ettiği dilekçesinde, ‘mahcuzun Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında üçüncü kişi şirkete ait olduğu’nu beyan ettiği anlaşılmıştır. O halde, borçlunun, davacı üçüncü kişi T. Bankası A.Ş.nin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenmiş olduğundan, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı- O halde davada husumet ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği- Bu durumda mahkemece, dava dilekçesinde, ‘davalı olarak gösterilen borçlu hakkında taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan davanın reddine’ karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde borçlu hakkında esasa ve aleyhine olacak şekilde yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesi doğru görülmediği-
İstihkak davalarının, icra takip dosyaları ile sıkı şekilde bağlantılı olduğu, dava dilekçesi ve duruşma gününün, takip dosyasını takip eden ve hacizde alacaklı vekili olarak hazır bulunan vekile tebliğ edilmesi gerekirken, davalı asile tebliğ edilmesinin hatalı olduğu- Borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli veya borçlunun duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı- Haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK'nın 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumunun belirlenmediğinden bahisle davaya katılmasının gerektiği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumunun belirlenemediği, bu nedenle borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı 3. kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessesenin mevcut olmadığı her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı-
Borçlunun eşi , davacı 3. kişinin de oğlu olan kişinin, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Davacı 3. kişi, borçlu ve hacizler sırasında hazır bulunan kişiler (borçlunun görümcesi, borçlunun eşi, davacı üçüncü kişinin oğlu) arasındaki anılan akrabalık bağı ve davaya konu haciz tutanağının bir suretinin 103 davetiye yerine kaim olmak üzere borçlu adına tebellüğe yetkili hazirunlara tebliğ edildiğine dair şerhin varlığı ile haciz yapılan yerin bir işyeri olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın süresinde açılmadığının kabulü gerektiği- Haciz bir işletme için olağandışı bir gelişme olup; haciz sırasında hazır bulunanın davanın taraflarıyla olan akrabalık bağı da dikkate alındığında, davacı 3. kişinin hacizlerden 3 ay sonra haberdar olduğunu iddia etmesi hayatın olağan akışına da uygun düşmediği-
Menkul haczi esnasında diğer borçlunun hazır bulunmuş olmasının, taşınmaz maliki şikayetçi-borçlunun şikayete konu taşınmaz haczini öğrendiği anlamına gelmeyeceği- Borçluya İİK. mad. 103. uyarınca, davetiye de tebliğ edilmediğinden, meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal sürede yapıldığının kabulü gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği- Borçlunun 103 davetiyesinin tebliğ tarihinde eşi ile ayrı yaşadığı hususunda mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, ayrılık kararının bulunması durumunda, borçlunun eşine yapılan tebligat usulsüz ve dolayısıyla borçlunun başvurusu süresinde olacağından, şikayete konu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteğe ilişkin ipotek akit tablosunun onaylı ve okunaklı örneğinin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek ve ayrıca ipoteğin mahiyeti ve veriliş nedeni, zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği ipotek alacaklısı bankadan sorulup tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun yeniden konulan hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunan hakkının olduğu-