Menkul haczi esnasında diğer borçlunun hazır bulunmuş olmasının, taşınmaz maliki şikayetçi-borçlunun şikayete konu taşınmaz haczini öğrendiği anlamına gelmeyeceği- Borçluya İİK. mad. 103. uyarınca, davetiye de tebliğ edilmediğinden, meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal sürede yapıldığının kabulü gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği- Borçlunun 103 davetiyesinin tebliğ tarihinde eşi ile ayrı yaşadığı hususunda mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, ayrılık kararının bulunması durumunda, borçlunun eşine yapılan tebligat usulsüz ve dolayısıyla borçlunun başvurusu süresinde olacağından, şikayete konu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteğe ilişkin ipotek akit tablosunun onaylı ve okunaklı örneğinin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek ve ayrıca ipoteğin mahiyeti ve veriliş nedeni, zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği ipotek alacaklısı bankadan sorulup tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun yeniden konulan hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunan hakkının olduğu-
Tebligat Kanunu mad. 16 uyarınca 103 davet kağıdı tebligatı ile satış ilanı tebligatını alan kişilerin (borçlunun yengesi ve kuzeni), muhatap ile aynı konutta oturduklarına ilişkin ibare yer almadığından yapılan bu tebligatların usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesinin, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ne var ki, yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
103 davetiyesinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapılan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar vermek gerekeceği-
Borçlu vekilinin icra memurluğuna başvurarak, ödeme emri, takip konusu çek ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin bütün tebliğ mazbatalarının fotokopilerini talep ettiği ve şikayet dilekçesinde sadece ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı ancak duruşmada 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmekle, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği tarihte takibi öğrendiğinin kabulü ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği-
Haciz müzekkeresinde alacaklı isminin sehven yanlış yazılmış olması-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olduğundan, icra mahkemesince davalı borçlu adına duruşma gününü bildirir tebligatın usulüne uygun gönderilmesi gerektiği- Davacı vekilinin delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen forkliftin davacının dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması gerektiği-
İİK. mad. 82/l-12 hükmünde yer alan haczedilmezlik şikayetinin İİK. mad. 16/1 uyarınca 7 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlayacağı- Takip talebinde gösterilen ve icra emrinin tebliğ edildiği adresin 7201 sayılı Tebligat Kanunu mad. 10 kapsamında muhatabın bilinen son adresi olarak kabulü gerektiğinden 103 davetiyesinin de aynı kanun maddesi çerçevesinde ilgili adrese tebliğ edilmesi gerekirken, "mernis adresi" denilerek Tebligat Kanunu mad. 21/2 uyarınca ikinci adrese yapılan tebligatın usulsüz olup mahkemece şikayetin süresinde yapıldığının kabulü gerekeceği-