11. HD. 06.09.2022 T. E: 2021/3420, K: 5557
Alacaklının hesabına haricen yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşürülmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği-
Avalist sıfatıyla imzalarının yer almadığı senet yönünden davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, icra takibinde talep edilen ancak harç ikmalinde bulunulmayan gayrinakdi alacak yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu- TBK 100 uyarınca, davalı borçlunun kısmi ödemelerinin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye kalması halinde asıl borçtan düşülerek, itirazın iptali davası tarihi itibariyle kapak hesabının çıkartılarak hesap yapılması gerektiği, anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekmediği-
Taraflar arasında imzalanan protokol gereği davacı kurumdan aylık alan hak sahiplerinin maaş hesaplarında 6 ay hareketlilik bulunmaması halinde kurum hesabına aktarılması gereken paranın haksız olarak bekletildiği iddiasına dayanan alacağın tahsili talebine-
İcra takibinin başlatılmasından yaklaşık 1 saat sonra, alacaklının banka hesabına borcun ödenmesi halinde alacaklının veya vekilinin haberdar edildiği ispat edilemezse, alacaklının her an banka hesabını kontrol etmesi mümkün olmadığından, alacaklının takipte haklı kabul edileceği ve borçlunun vekalet ücreti ile takip masraflarından sorumlu olacağı- Aksi yöndeki yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerektiği-
Asıl davada alacak, birleşen dava itirazın iptali davası-
Her ne kadar ödemenin peyderpey alacaklının ticaret unvanı, takibe dayanak çek numarası ve keşide tarihi belirtilerek şirketin hesap numarasına çeşitli tarihlerde havale edildiği, dolayısıyla asıl borcun takipten önce ödendiği hususunda bir tereddüt bulunmamakta ise de Dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere; bu ödemelerden takipten önce alacaklı şirketin haberdar edildiği ispatlanamadığından, alacaklının takip başlatmakta haklı olduğunun kabulü gerekeceği, o halde, vade tarihi itibarıyla borcun tamamının ödenmediği, bir başka deyişle yapılan ödemelerin kısmi ödemeler olduğu ve vade tarihi itibarıyla faiz işleyeceği de gözetilerek mahkemece TBK'nun 100. maddesi (BK'nun 84. maddesi) ve İİK'nun 169/a maddesi kapsamında Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinden ve borca itirazdan sonra ancak itirazın iptali davası açılmasından önce haricen asıl alacak tutarının davacı-alacaklıya ödenmesi durumunda, alacağın takip tarihinden davalının ödeme yaptığı tarihe kadar işlemiş olan faiz ve masrafları ile hesaplanıp, davalının icra takibinden sonra ancak davadan önce yapmış olduğu kısmi ödemelerin TBK. 100 uyarınca öncelikle takibe konu alacağın faiz ve fer'ilerine mahsup edilmesi suretiyle dava tarihi itibari ile bakiye borç miktarının, diğer bir deyişle davacının ne miktar bakımından dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun tartışılması ve icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti bakımından ise alacağın tümü üzerinden değil, itirazın iptali davasında kabul edilecek miktar üzerinden hesaplama yapılması gerektiği-
Somut olayda davacı, hakediş alacağı talebinde bulunmuş, davalı da davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle işçilik alacaklarından kaynaklı alacağını sebep göstererek hakedişin ödenmediği savunmasında bulunmuş olup davalının bu savunmasının mahsup itirazı niteliğinde olduğu- Mahsup itirazının yargılamanın her aşamasında, taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen nazara alınmak zorunda olduğu- Bu nedenle işin esası incelenip işçilik alacakları için ödenen bedel belirlenerek mahsup da yapıldıktan sonra, davacının alacağının kalıp kalmadığı hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği-