Haksız azil iddiasına dayalı avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası- Cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında ve azlin haklı olduğu savunmasında bulunmamış olduğu- Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın doğru olduğu- Davacı avukat ile davalılar murisi arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olarak kabulü gerektiği- "Sözleşmeden kaynaklanan ana para haricinde kalan faizin tamamı avukatlık ücreti olarak yukarıda belirtilen ücretlerin dışında avukata ödenecektir” bölümünün ise faizin oranı ve miktarı belli olmadığından bu yönüyle geçersiz olarak kabul edilmesinin yerinde olacağı- Faize ilişkin miktar ve önceki ödemeler düşüldükten sonra davaya dayanak takip dosyasında Euro karşılığı TL olarak belirtilen alacakların tahsili talep edilmekle, taleple bağlılık ilkesi gereği TL cinsinden davaya konu takipte asıl alacak talebinde bulunabileceği, KDV yönünden herhangi bir talep olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığı, işlemiş faizin ise davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ve buna verilen sürenin eklenmesiyle ulaşılan tarihten itibaren takip tarihine kadar olarak tespit edilmesi gerektiği, alacak belirlenebilir (likit) olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu-
Toplam otuz üç adet şikayet dosyasının farklı icra takip dosyalarından kaynaklı, aynı davalıya karşı açılan ve sebepleri aynı olan usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olduğu, bu şikayetler hakkında aynı mahkemece aynı tarihte karar verildiği görüldüğünden, bu şikayetler yönünden vekâlet ücretinin tespitinde AAÜT’nin 22. maddesinin dikkate alınması gerektiği- Şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmakla birlikte, vekalet ücretinin tam ücretin %50’si olarak belirlenmesi gerektiği-
Avukatın azlinin haklı olup olmadığı konusunda çelişkili karar verilemeyeceği gibi iş sahibi tarafından ileri sürülen ve hatta azil ihtarında bildirilmese bile yargılama sırasında ileri sürülen tüm azil nedenlerinin incelenmesi gerektiği- Hiçbir şekilde ileri sürülmeyen azil nedeninin inceleme konusu yapılamayacağı- Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişki giderilmeden karar verilemeyeceği ve uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği rapor esas alınarak da hüküm kurulamayacağı-
Davalının, aynı vekâletnameyle vekil tayin ettiği diğer avukatın davalının ceza hukukuyla ilgili dava ve işlerini yürüttüğü, davacı avukatın ise davalının hukuk mahkemelerindeki davaları üstlendiği anlaşıldığından, davacının bu çerçevede üstlendiği edimini ifa ederken davalı tarafça azledildiğinden azil nedeniyle doğan ücret alacağı iddiasını davalıya yöneltmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı-
Taraflar arasındaki satış ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada, ıslah edilmeyen dava değeri üzerinden vekâlet ücretinin hesaplanması gerektiği- Dava değerinin belirli olmasına rağmen nasıl hesaplandığı anlaşılamayan vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı avukatın, davalının vekili olarak alacağının tahsili için borçlu aleyhine icra takibini yürüttüğü, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına kayıtlı taşınmazların haczi ve satışı yoluna gidildiği ancak alıcı çıkmaması üzerine satışların düştüğü, davacı avukat tarafından başkaca işlem yapılmadığı, davalının, vekili olan davacıyı şikâyeti üzerine davacının vekâlet ücretini tahsil amacıyla icra takibi başlattığı, takibe itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı uyuşmazlıkta, davacı avukatın vekâlet ücretini talep edebilmesi için bu alacağının muaccel olması gerektiği- Davacının; henüz davalının alacağı tahsil edilmediğinden veya aciz vesikası alınmadığından, avukatlık ücreti alacağının muaccel olmadığı- "Davalı asilin davaya konu icra takibinden önce savcılığa davacı avukat hakkında şikâyette bulunması nedeniyle vekâlet ilişkisinin devam ettiğini söylemenin mümkün bulunmadığı, davalının şikâyeti ilgili bir ceza davası olmadığı gibi davacının taşınmazı iki kere satışa çıkardığı, gayrimenkul satışlarının emek gerektiren işler olması nedeniyle davacının vekâlet görevini yerine getirdiği" şeklindeki direnme kararının hatalı olduğu-