Tanzim tarihinin senet tedavüle çıkarken mevcut olmasının yeterli olduğu, ne zaman çekildiği anlaşılamayan senet fotokopilerinde tanzim tarihinin bulunmayışının, tedavüle çıkarken senetlerde tanzim tarihi bulunmadığını göstermeyeceği - Bono haricinde düzenlenen ve bonoya açıkça atıf yapan sözleşmede yer alan “muacceliyet kaydı”nın geçerli olacağı-
Vade tarihinde tahrifat yapılan bononun, ”görüldüğünde ödenecek bono” konumuna girmeyeceği-
Takip konusu çekin keşide tarihinde yapılan düzeltmenin yanındaki paraf imzasına, borçlu tarafından karşı çıkılmamış olması halinde, ”çekin niteliği”ne yönelik borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 04.03.2008 T. E: 1103, K: 4023-
Düzenlenmiş olan bonoda ne “tanzim yeri” ve ne de “tanzim edenin ad ve soyadı yanında bir yer ismi”yazılı olmaması halinde,bu senedin “bono” sayılmayacağı;senette avalistlerin adreslerinin yazılı olmasının,bu sonucu değiştirmeyeceği-
Vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde, senedin “bono” sayılmayacağı-
Takip konusu senette lehtarın, avalist konumunda olması halinde, lehtar ile avalist (senet borçlusu) sıfatları birleşmiş olduğundan, bir kimse kendi lehine bono düzenleyemeyeceğinden, dayanak senedin “bono” sayılmayacağı-
“Keşide yeri” olarak “K.Paşa” yazılmış bulunan belgenin –bu kısaltma ile neresinin kastedilmiş olduğu belirgin bir şekilde ifade edilmemiş olduğundan- “çek” sayılmayacağı-
Bononun tedavüle çıkarılmadan doldurulabileceği, anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı belge ile kanıtlanabileceği-
Alacaklar arasında teselsül ifade eden bir kayıt da senette bulunmadığından, senet lehtarından birisini tek başına senetten doğan alacağın tamamını isteyemeyeceği-