Takip dayanağı senedin yabancı dilde düzenlendiği anlaşıldığından, mahkemece, takip dayanağı bononun yabancı dilde düzenlendiği dikkate alınarak, söz konusu belgenin düzenlendiği İngilizceyi ve ülke hukukunu inceleyebilecek yeterlilikte, özellikle üniversitelerin ticaret ve kambiyo hukuk dalından seçilecek hukukçu bilirkişiye inceleme yaptırılmak suretiyle, takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfında olup olmadığının, takip alacaklısının takip hakkının bulunup bulunmadığının, söz konusu belge bono niteliğinde ise borçlunun sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tesbiti yönünde rapor aldırılarak, oluşacak sonuca göre şikayetin karara bağlanması gerektiği-
Alacaklının, alacağı ipotekle temin edilmiş olsa da, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmaksızın kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilecek olduğu- Borçlunun, senedin takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiği iddisını, senede açıkça atıf yapan bir sözleşmeyle de ispatlaması gerektiği- Takip alacaklısı bankanın, "senedin kredi borcunun geri ödenmesi amacıyla verildiği" yönündeki beyanının, esasen senedin "ödeme aracı olarak alındığı"na yönelik bir savunma olduğu,senedin teminat senedi olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceği-
Borçlunun şikayet dilekçesine eklediği senet fotokopisinin arkasında "İş bu fotokopi aslının aynısıdır. C.başsavclığınca .. sayılı dosyasına ait olduğu tasdik olunur." kaşesi bulunduğundan ilgili savcılık dosyası incelenerek oluşacak sonuca göre şikayete ilişikin  bir karar verilmesi gerektiği-
Asıl borçlu bakımından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak rehinle temin edilmiş ise de, aynı alacak için kambiyo senedi düzenlenmiş olması halinde, rehin paraya çevrilmeden, kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasında yasaya bir aykırılık bulunmadığı- Kredi sözleşmesinde ve düzenlenen bonoda kefil sıfatıyla imza koymuş borçlular bakımından, kefalet borcunun rehinle teminat altına alındığına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığından ve kefillerin birlikte kefalette bulunmaları nedeniyle müteselsil kefil oldukları anlaşıldığından, alacaklının, TBK. mad. 586 uyarınca, asıl borç için verilen ipoteği paraya çevirmeden de kefiller aleyhine her türlü takip işlemini yapabileceği-
Karşılıksız çek düzenlemek suçuna ilişkin şikayetlerin icra mahkemesince incelenmesi gerektiğine dair bölge adliye mahkemesi kararı-
Ödeme yasağı kararı nedeniyle, borçlu tarafından karşılığı bulundurulan çek bedelinin ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulamayacağı- Takibe dayanak çekin, ibraz tarihi itibarı ile bankada karşılığının olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre, borçlunun çek tazminatından sorumlu olup olmayacağı hakkında karar verilmesi gerektiği-
Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkemeye ilişkin kayıtların da konabileceği- Bonoda matbu olarak "TL" ibaresi bulunduğundan, kambiyo vasfı niteliğini haiz olmakla istemin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece senedin miktar kısmında para cinsi yazılmadığından bahisle kambiyo vasfını taşımadığı iddiasına ilişkin talebin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Muhatap bankaya ibrazedilmesine rağmen ibraz tarihinin yazılı olmadığı çeke dayalı başlatılan icra takibi keşide tarihinden itibaren 10 gün içerisinde başlatıldığından, keşide edildiği yer ile ödeme yeri aynı olan takibe konu çekin yasal sürede muhatap bankaya ibraz edildiğinin kabulü gerektiği-
Alacaklı takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığından, takip tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre içindeki takip masrafı, icra vekalet ücreti ve işlemiş faiz yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak borç miktarının hesaplanmasının, TBK'nun 100. maddesine göre ödemelerin öncelikle faiz ve borç fer'ilerine mahsubu ile bakiye borç miktarının bulunmasının, oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekli olduğu-
Çeki düzenleyen lehine aval veren, aynen onun gibi sorumlu olduğundan, aval verenin çek tazminatından da sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği- Mahkemenin kabulüne göre borçlunun itirazı kısmen kabul-kısmen reddedilmiş olup, HMK.nun 326. maddesi gereğince tarafların haklılık oranı gözetilerek avukatlık ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti, harç ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, alacaklı lehine vekalet ücreti, harç ve yargılama giderine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-