Borçlunun iddiası borcun lehdara ödendiğine ilişkin olup üçüncü kişiye yapılan ödemelerin, alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceği, üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu borçtan kurtarmayacağı, yapılan bu ödemede iyiniyetten bahsedilerek borçlunun borçtan kurtulduğu sonucuna ulaşılamayacağından, borçlu icra mahkemesine başvurusunda TTK.'nun 687. maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre mahkemece itirazın reddi yerine kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe konu çekin, aslı yerine "aslı gibidir" şeklindeki sureti ile takibe girişildiği anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 167/son maddesi hükmü uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece görülüp, sonuçlandırılan davada verilen hükmün, çek hamili olan üçüncü kişi tarafından temyiz edildiği, bu hali ile değinilen ilkeler ışığında, mümeyyiz çek hamili bankanın davada taraf sıfatının bulunmadığı ve esasen eldeki davanın tarafı olma imkanının da mevcut olmadığı anlaşılmakla, çek hamili ... T.A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekeceği-
Yargıtay ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası'na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken, bozma ilamı aşılacak şekilde belirlenen miktar üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de; öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının aynı borca ilişkin olarak (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla olsa da) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu demeye yetmez ise, alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Kamu düzenine ilişkin bu hususun süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
İİK. mad. 167 uyarınca, alacaklının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, hem kambiyo senetlerine özgü icra takibi ile beraber ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmasında bir engel bulunmadığı- Davacı borçlunun borçlu olmadığı miktarın dava tarihleri itibariyle tespit edileceği- Bilirkişiden rapor alınarak öncelikle alacaklının başlattığı icra takiplerinin tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra dava tarihine kadar yapılan ödemeler öncelikle faize mahsup edilerek dava tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra borçlu olunmayan miktar yönünden menfi tespite karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince; bilirkişi raporuna neden itibar edildiğinin genel bir ifade ile değil, nedenleri ile birlikte açık şekilde belirtilmesi ve ayrıca borçlu vekilinin takibin iptaline ilişkin ilk iddiası hakkında inceleme yapılıp olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekin, muhatap bankaya TTK'nun 796/1. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde, ibraz edildiği anlaşılmış olup, ayrıca bir protesto çekilmesine gerek olmaksızın hamilin, borçlu hakkında takip yapmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, mahkemece borçlunun imzaya itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu yapılan bonoların tedavüle çıkarıldıktan sonra lehtar kısmının doldurulması halinde, senetlerin kambiyo vasfı taşımaması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- Alacaklı tarafından takip talep tarihinde, senet asıllarını icra müdürlüğüne ibraz edilmemesi ve senetlerin kasaya alınmaması halinde takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, borçlunun, takip dosyasına konu bononun keşide tarihinde, hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin yapılması amacıyla, borçluya ait varsa başkaca doktor, hastane vd. sağlık kuruluşları ile ilgili rapor, tedavi evrağı ve diğer belgeleri sunması için süre verilmesi yine dosya arasında bulunan Sağlık Kurulu Raporları ile varsa bu raporlara dayanak teşkil edecek belgeler getirtilerek dosyanın kül halinde tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, borçlunun hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması ile tespit edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-