Ödeme emirlerinin iptaline karar verilmişse de, takibin iptali yönünde verilmiş bir hüküm bulunmadığından, bu kararın ihtiyati haczin kalkmasına yol açmayacağı- İhtiyati haciz için yatırılan teminatın iadesi yönünde talepte bulunulmuş olmasının, teminat iade edilmediği sürece ihtiyati haczin kalkması sonucunu doğurmayacağı-
Depo kararına esas alınacak alacak miktarı hesaplanırken, takip tarihinden, ödeme tarihine kadar belirlenecek miktarların öncelikle faizden düşülmesi, kalan miktar olduğu halde aynı hesap usulü izlenerek borç miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Tanzim edildiği tarihten önce veya sonraki bir tarihi taşıyan bononun da geçerli olduğu- Alacaklının, bonoyu tedavüle çıkarırken tanzim tarihini doldurabileceği, borçlunun, "bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu" yönündeki iddiasını "yazılı belge" ile kanıtlaması gerektiği- Bononun tanzim tarihinde, senedi düzenleyen kişinin ölü olmasının, bononun niteliğine etkili olmayacağı, alacaklı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu belge ile ispat edilemediğine göre, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Çeke dayalı takibin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK.nun 50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
Kambiyo senetlerine mahcuz haciz yolu ile başlatılan icra takibinde "takip talebi ve ödeme emrinde alacaklının adresi ve vergi numarasının bulunmaması nedeniyle ödeme emrinin yasal unsurlarının eksik olduğu"na yönelik yapılan şikayetin "yedi gün" içinde yapılması gerektiği-
Bononun açık olarak düzenlenerek, tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulmasının mümkün olduğu-
Alacaklı, takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeye mecbur ise de, takibin birden fazla borçlu hakkında başlatılmış olması ve hepsi yönünden farklı icra dairelerinin yetkili olması nedeniyle, takip dosyasının tefriken farklı icra dairelerine gönderilmiş olmasından dolayı senet asıllarının zorunlu olarak gönderilemediği anlaşıldığından, mahkemece, "senet asıllarının kasada olmadığı" gerekçesiyle "İİK. mad. 167/2 gereğince "ödeme emrinin iptali"ne karar verilmesi hatalı olup, şikayete konu takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin devamı niteliğinde olduğu da nazara alınarak, borçlunun İİK'nun 167/2. maddesine dayalı şikayetinin reddiyle diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenerek bir karar verilmesi gerektiği-
Çekin bir takas odasına ibrazının, ödeme için ibraz yerine geçeceği- Takip alacaklısı bankanın ibraz işlemlerini muhatap banka adına vekaleten yaptığı görüldüğünden, takip alacaklısı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği- Mahkemece, borçlunun, "senedin keşide tarihi ve bedeli üzerinde tahrifat yapıldığı" yönündeki iddiasının HMK. mad. 266 uyarınca bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, "alacaklının yetkili hamil olmadığı" gerekçesiyle "takibin iptali"ne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesince, muhatap bankaya yazılan yazıya verilen cevapta, "ibraz tarihinde çek karşılıklarının hesapta bulunduğu" bildirilmişse de, borçlu cirantanın taraf olmadığı davada çeklerle ilgili olarak tedbiren ödeme yasağı konulması ve ibraz anında çeklerin karşılığının bulunmasının, alacaklı hamilin borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapmasına engel olmayacağı- Her ne kadar borçlu ciranta, kendisinden çek tazminatı talep edilemeyeceğini de ileri sürmüşse de, takip talebinde cirantanın çek tazminatından sorumlu olmadığı belirtilmiş olduğundan, mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerektiği-