Takip alacaklısı ile banka arasında imzalanan (borçlunun imzasını içermeyen) çek/senet tevdi bordrosunun, takip konusu çekin keşide tarihinden evvel takasa verildiğini kanıtlanamayacağı- Çekin keşide tarihinden önce azledilen şirket müdürünce düzenlendiği ve azil kararının keşide tarihinden önce Ticaret Sicil Gazetesinde ilân edildiği anlaşıldığından, borçlu şirketin borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
5941 s. Çek Kanunu'nun -6728 sayılı Yasanın 63. maddesi ile değişik- 5. maddesinin 09/08/2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu; suça konu çekin muhatap bankaya ibraz tarihinde yürürlükte bulunmadığından 'beraat 'kararı verilmesi gerektiği-
Karşılıksız çek düzenlemek suçundan dolayı açılan davaların icra mahkemesinde görüleceği ve İİK.'nun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353. maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı- İcra ceza mahkemesine hitaben yazılan şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen kişilerin icra ceza mahkemesince araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak bulunmadığı- Yargılamanın ilerleyen safhasında şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan şüpheli olarak bildirilmesinin mümkün olmadığı- Şikayet dilekçesi ve eklerinden, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan tüzel kişi yetkilisi gerçek kişi veya kişilerin kim oldukları anlaşılamadığından, "davanın reddine" karar verilmesinin isabetli olduğu-
Hamilin icra takibi yapabilmesi için haklı hamil olması gerekmeyip yetkili hamil olmasının yeterli olduğu, takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nun 818. maddesinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 687. maddesi gereğince, keşideci borçlunun, lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi def'ilerini, iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyeceği, ancak, hamilin çeki devralırken bile bile keşidecinin zararına hareket ettiğinin takip hukuku açısından geçerli bir belge ile kanıtlanması halinde anılan def'ilerin yetkili hamile karşı da ileri sürülebileceği-
Şikayete konu çekin üçüncü kişi olan hamil tarafından bankaya ödeme için ibraz edildiği ve karşılığının bulunmadığı bildirilmekle atılı suç oluşmuş ise de; şikayetçinin suça konu çeki muhatap bankaya ödeme için ibraz eden yetkili hamil olmadığı, böylece müştekinin şikayet hakkının bulunmaması nedeniyle yargılamaya devam olunmasının Yasa'ya aykırı olduğu-
Çekin bankaya ibraz tarihinden itibaren, İİK. mad. 347 uyarınca, 3 aylık şikayet süresi geçirildikten sonra yapılan şikayet nedeniyle açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun itiraz dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken şirketin temsilcisi olduğu, icra dosyasında alacaklının adı geçen şirket olduğu, bu durumda, incelemeye konu takip dosyasında alacaklı tarafın belli olduğu ve yanlışlıkla temsilcisinin davacı gösterilmesi maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığından, alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yaparak bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde ''........... her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz...........'' hükmünün yer aldığı- 187.500 TL miktarlı çekte, "30.000 TL" adli para cezasına hükmedilemeyeceği; "bankanın ödemiş olduğu 1.290 TL'nin çıkarılması sonucu, sanığın kalan 186.210 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmesi gerektiği-