Rücuen tazminat davalarında Borçlar Kanunun 125.maddesi gereğince on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği-
6110 sayılı Yasa ile değişik 2802 sayılı Yasa'nın 93/A maddesi uyarınca; ancak, asıl dava sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tazminat davası açılabileceğinden davacının istemi dinlenilebilir bulunmamakta olup; dava şartı oluşmaması nedeniyle davanın reddi gerekeceği-
Trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kazanın oluşumundaki kusur oranlarının belirlenmesinin özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve bu konuyu, hâkimin hukuki ve mesleki bilgisi ile çözümleyemeyeceği hususunda tereddüt bulunmadığından yerel mahkemece; davalı araç sürücüsünün trafik kazasının meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirleyen bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının seçim hakkı doğacağı ve alacaklı borcun vade tarihindeki kura göre Türk lirası bedelini ya da borcun fiilen ödeneceği tarihteki kura göre Türk lirası bedelini talep edebileceği-
Davacı, davalı noterin , personeli olan noter katibi tarafından düzenlenen satış işlemini onaylarken denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği; noter hakkında ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği; mahkemece davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olduğunu benimsenmek suretiyle işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Sözleşmenin Özel Şartlar bölümü 7.maddesinde “4. yılın başından itibaren kira parasının her yıl %40 artırılacağı” kararlaştırılmış; bu artış oranı belli ve geçerli olup, tarafları bağlayacağı; 01.01.2010 tarihinde başlayan dönemde aylık kira parasının hesaplanması için bir önceki dönem kirasına sözleşmenin 7.maddesindeki artış oranının uygulanması ve davacı kiralayanın talep edebileceği kira fark alacağının belirlenerek hüküm altına alınması gerekeceği-
Davalının etkili eylemi sonucu yaralandığını belirterek bakıcı gideri ile geçici iş göremezlik zararını isteyen davacının Yerel Mahkemece, davacının yaralanmasına ilişkin rapor getirtilerek davacının kaç günde iyileşeceği (tıbbi şifa süresi) belirlenmeli, yaralanma derecesinin bakıcı gideri yapılmasını gerektirip gerektirmeyeceğinin değerlendirileceği- Tedavi amaçlı yaptığı yol giderini isteyen davacının yaralanmanın niteliğine göre ne kadarlık yol gideri yaptığının belirleneceği şayet belirlenemiyorsa BK.42 uyarınca takdiren bir miktar yol giderine hükmedilmesi gerekeceği-
Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması halinde, borçlu ortağın kar veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait hak edişin (istihkakın) doğrudan haczine karar verilemeyeceği-
65 yaşını doldurmamış olan davacının hak sahibi olarak 5510 sayılı Kanun'un 20. maddesine göre ölüm geliri bağlanması koşullarını taşımadığı ve fakat 65 yaşını doldurduğu tarih itibariyle bakiye ömrü dikkate alınarak gelir bağlanma koşullarının değerlendirileceği-