65 yaşını doldurmamış olan davacının hak sahibi olarak 5510 sayılı Kanun'un 20. maddesine göre ölüm geliri bağlanması koşullarını taşımadığı ve fakat 65 yaşını doldurduğu tarih itibariyle bakiye ömrü dikkate alınarak gelir bağlanma koşullarının değerlendirileceği-
Yerel mahkemece; dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar ile davacıların oğlu R.’ın sol ayağında oluşan ve raporlarda enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu belirtilen rahatsızlığın ortaya çıkmasından bu enjeksiyonun yapıldığı hastanenin ve doktorun hata, ihmal vb nedenlerle sorumlu olup olmadıklarını belirlemeye yeterli rapor alınması gerekeceği-
Satın alınan bağımsız bölümün zamanında ve taahhütnamede belirtildiği gibi teslim edilmemesi halinde taahhütnamede kararlaştırılan cezai şartın alacaklı yanca tapudaki pay durumu dikkate alınarak talep edilebileceği-
Bina; plan ve projesine, imar düzenlemelerine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olsa bile, gerçekleşen depremin 7,4 şiddetinde olduğu göz önüne alındığında binanın deprem nedeniyle hasara uğraması kaçınılmaz olduğundan, belirlenen tazminat tutarından BK. mad. 43 uyarınca uygun bir indirim yapılması gerektiği-
Hukuk hakimi, ceza mahkemesince saptanan eylemin sanıkça gerçekleştirilmediği yönündeki "maddi olgu" ile bağlı olacağından Yerel Mahkemece hazırlık soruşturmasının tıkandığı ve davalı noterin kusursuz sorumluluğu bulunduğu gerekçelerine dayalı olarak direnme kararı verilmesi gerekeceği-
İş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, açılacak davalara iş mahkemelerinde bakılacak olup, iş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise bu davaların ticaret mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
Temyiz aşamasında ibraz edilen ibranamenin borcu söndürebilecek bir nitelik taşıması ve ibranamenin yargılamanın her aşamasında sunulabileceği, bunun savunmanın genişletilmesi yasağına girmeyeceğinden sebeple ibranamenin incelenmesi gerektiği-
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlü olduğu, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabileceği,somut olaya bakıldığında; davacı resmi şekilde yapılmış bir sözleşmenin varlığını iddia ve ispat edemediğinden tescil isteminin reddine karar verilerek ikinci kademedeki istemin değerlendirilmesi gerekirken hayatın olağan akışına aykırılıktan söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı-
Taraflar arasında konsinye satış sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme çerçevesinde davacı alacaklının, davalı borçludan icra takibi yoluyla talep edebileceği alacak miktarının tespiti için takip tarihi itibariyle davalı tarafından üçüncü kişilere satışı fiilen gerçekleşen ürünlerin tespiti ve bu miktar için davalının itirazının iptaline karar verilmesi gerekeceği- Satış için bırakma sözleşmesinin niteliği ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca fiilen satışı gerçekleşmeyen ürünlerin iade edileceği, üçüncü kişiye satışın gerçekleşmesi halinde davacıya karşı bedel ödeme borcunun doğacağı-