10 yıl süreli kira sözleşmesinde, "kiracının sözleşme süresi boyunca kira sözleşmesini tek taraflı olarak bir ay önceden haber vermek kaydıyla her zaman feshedebileceği" düzenlenmiş olup, ihtarnamenin tebliği ile tahliye edileceği bildirilen tarih arasında en az bir aylık süreye uyulmadığından sözleşmenin ihbar şartına uygun olarak feshedildiğinin kabul edilemeyeceği- Kiralananın usule uygun tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği- Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği taktirde, kira sözleşmesinden doğan borçlarının kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği, sözleşmede makul süre “bir ay” olarak kararlaştırılmış olduğundan, kiralananın anahtarları notere tevdii edilmiş ise de, dosyada emanet tutanağının davacılara tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığından ve mahkemece anahtar teslimine ilişkin emanet tutanağının kiraya verenlerden en erken hangisine tebliğ edildiği saptanarak, bu tarihin teslim tarihi kabul edilerek, varsa bu tarihe kadar kiracının ödenmemiş kira borcundan sorumluluğuna, teslim tarihinden itibaren de sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar süresinin yeniden kiraya vermek için gereken makul süre kabul edilerek davalı kiracının bir aylık makul süre kirasından sorumlu tutulması gerektiği- Kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumlu olduğundan, mahkemece bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerektiği-
818 s. BK. mad. 493 gereğince, bir kimse belirli bir süre için kefil olup da bu zamanın sona ermesini takip eden bir ay içinde alacaklı icraya ya da mahkemeye başvurarak hakkını talep etmezse veya takibatına uzun süre ara verirse kefilin kefaletten kurtulacağı- Kiracının, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanması ve kiralananı aldığı şekilde teslim etmesi gerektiği (TBK. mad. 316; 334)- Kiralananın yanması halinde, kiracının kusursuz olduğunu kanıtlamadıkça meydana gelen zarardan sorumlu olacağı- Mahkemece, uzman bir bilirkişi heyetinden yangının çıkmasında davalının kusuru olup olmadığı, kiralananda yangına karşı gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığı ve davalının bir kusuru varsa, kusur oranı belirlendikten sonra saptanan zarardan kusursuzluk oranında indirim yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Kiralayanlar ve malikler tarafından asıl kiracı ve alt kiracı aleyhine açılan hor kullanmadan kaynaklanan hasar bedeli ile tamir süresi kira bedelinden oluşan alacağın tahsili istemine ilişkin davada; Mahkemece, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişi yada bilirkişilerden rapor alınarak kiralananda hasar meydana gelip gelmediğinin,hasar meydana gelmiş ise meydana gelen bu hasarın hor kullanmadan mı yoksa olağan kullanımdan mı kaynaklandığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi ayrıca tespit edilen hasarın ne kadarlık bir süre içinde giderilebileceğinin belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının temyize ekli sunduğu dekontlar borcu sona erdiren nitelikte olduğundan, ilgili bankadan dekontların aslı getirtilip teminat ve depozitonun davacı kiraya veren tarafından davalı kiracıya iade edilip edilmediği belirlenerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerektiği-
Kiralayanlar tarafından kiracı aleyhine açılan kiralanana verilen hasar bedelinden oluşan alacağın tahsili istemine ilişkin davada; mahkemece, tespit raporu ve yargılama sırasında alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilebilmesi ve kiralananda meydana gelen hasarın hor kullanmadan mı yoksa olağan kullanımdan mı kaynaklandığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi için gerektiğinde yerinde yeniden keşif yapılarak yeni bir bilirkişi raporu alınarak (bu hususta gerektiğinde bilirkişi ücretinin yatırılması için kesin süre verilerek) sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kiracı tarafından açılan kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada; kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olduğu; anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerektiği; kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, kiracıya ait olduğu; kiracının, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerektiği; anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekeceği; davalı kiralananı tahliye ettiğini bildirmekle birlikte anahtarları teslim etmediği; kiralayanın anahtarı teslim almaktan imtina etmesi halinde kiracı anahtarı notere teslim etmeli yada mahkemeden tevdii mahalli tayin ettirmesi gerektiği; taşınmazın terk edilmiş olmasının usulüne uygun tahliye edildiği anlamına gelmeyeceği; davalının da taşınmazı teslim aldığına ilişkin tarih bildirmediği; usulüne uygun anahtar teslimi yapılmadığına göre kiralananın yeniden kiraya verildiği 03/01/2014 tarihine kadar davacının kullanımında olduğunun kabulünün gerekeceği; bu durumda davacı kiracının 03/01/2014 tarihine kadarki kira bedellerinden sorumlu olduğu; açıklanan nedenlerle mahkemece, 03/01/2014 tarihine kadarki kira bedellerin sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kiralananın hor kullanılması nedeni ile tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bu kez davanın kısmen kabulüne, 50.500 TL tazminat alacağının davalıdan tahsiline, davaya konu sair taleplere ilişkin kısımlar onandığından bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; mahkemece verilen ilk hükmün onanan bir kısmının bulunmadığı; bu sebeple mahkemece daha önce uyulan bozma ilamına göre bozma gerekleri yerine getirilerek dava konusu taleplerin tamamını kapsayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği-
Mahallinde keşif yapılmak suretiyle delil tespiti raporunda belirlenen hasar ve eksiklikler ile ilgili olarak davalının itirazları da gözönüne alınmak suretiyle, hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile de orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülerek, ayrıca tamir için geçecek süre de belirlenerek hüküm kurmaya yeterli, denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hor kullanma ve tamir süresi kira bedelinin tahsili istemine ilişkin davada; mahkemece bu rapor doğrultusunda dava kabul edilmiş ise de, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı; sözleşmenin özel şartlar 3.maddesi gereğince araştırma, inceleme ve keşif yapılmadığı; sözleşmenin özel şartlar 3. maddesi uyarınca kiracının söküp götürebileceği yapıların belirlenerek, taşınmazda meydana gelen zararın olağan kullanım mı yoksa hor kullanma sonucu mu olduğu tespit edilerek, yıpranma payları da düşülerek tespit tarihindeki değeri, mümkünse keşif yapılarak denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hor kullanma tazminatı, kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin davada; C.B. sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzaladığından şirketin kiracı olduğunun kabulü gerekeceği; bu nedenle davalı C.B.hakkında açılan davanın husumetten reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerektiği-