6102 sayılı TTK'nın 4. maddesine göre tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari davalar olduğu-TTK'nın 5. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, davacılar ile davalı TCDD arasındaki uyuşmazlık da mutlak ticari işlerden olan taşıma sözleşmesinden kaynaklandığından, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK dönemdeki uygulamaya uygun şekilde gerekçede "görevsizlik kararı", hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca değişik gerekçeyle ve hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kooperatif ile ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davaların 1163 sayılı Kanun'un 99. maddesinde ticari dava olduğu kabul edilmiş ise de, 99. maddede münhasıran asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmediğinden, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü niteliğinde olduğundan ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerden olmadığından, taraflarca bu yönde ve süresinde bir itiraz olmadığı sürece bu hususun re'sen dikkate alınamayacağı ve asliye hukuk mahkemelerinin miktar yönünden görevli ise davaya bakması gerekeceği, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 1/1. maddesi uyarınca bu Kanun'un göreve ilişkin hükümlerinin, bu Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağı- Mahkemece karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte olmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin hükümlerine uygun olarak "Mahkememizin görevsizliğine" ibaresine gerekçede; "Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine ise hüküm fıkrasında yer verilmesinin hatalı olduğu-
Kooperatif ortağınca ödenmeyen aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava, 01.07.2002 tarihinden önce açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz işbu dava münhasıran Ticaret Mahkemesi'nde değil, iş bölümü ilk itirazı yapılmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekeceği-
Davalının ortağı olduğu kooperatife olan aidat borcu için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi gereğince ticari bir dava olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ticari nitelikteki işbu davaya bakma görevinin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'nde olduğu-
Davacı kooperatif tarafından uygulanan para cezasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava, 01.07.2002 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz işbu davaya mahkemece bakılması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarına asliye hukuk mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının temlik eden bankanın halefi sıfatıyla tasarrufun iptali davasını açtığı, 4389 sayılı Bankalar Kanunu (yeni 5411 sayılı Bankalar Kanunu) gereğince görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiş olması karşısında, taraflar arasındaki dava, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, kredi sözleşmesinden doğan alacağa dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket ettikleri iddiasına dayanan İİK. 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davaların İİK mad. 281 uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden, Asliye Hukuk Mahkemelerinin Görevli olduğu-
Dava, tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğundan, bu tür davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-