Gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılamayacağı-
Davalı vekilinin yasal temyiz süresi geçtikten sonra temyiz başvurusu yaptığı, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.03.1990 gün ve ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerekeceği-
Temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında Özel Daire'ce onanmakla HUMK'nun 440/III-1.maddesi gereğince kesinleşmiş olduğundan, bu aşamadan sonra Özel Daire'nin yasanın emredici hükmüne aykırı olarak karar düzeltme istemi üzerine onama kararını kaldırarak verdiği bozma kararı vermesinin hukuken olanaklı olmadığı-
İlk derece mahkemesi sıfatıyla karar veren Daire, hükmün gerekçe kısmında “Diğer yandan, bu durum dava açıldıktan sonra yapılan Yasa değişikliğinden kaynaklanmış olup; dava açmasında, davacı kusurlu sayılamaz. Şu halde, kesin hüküm oluşturmaması bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmeli; aynı gerekçelerle, yargılama harç ve giderleri ile davacı sorumlu tutulmamalıdır.” ifadelerine yer verilmesine karşılık, hüküm kısmında davacıdan harç alınması davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına karar vermek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratmış olduğundan usule aykırı olarak verilen kararın bozulması gerekeceği-
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 40.maddesi gereğince 5521 sayılı Kanun'a eklenen geçici 2.maddesi ile Bölge adliye mahkemelerinin 5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesi uyarınca Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtay'ın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyasının, önce kararı veren daireye gönderileceği; direnme kararlarının daireler tarafından öncelikle inceleneceği; kararı veren dairenin, direnmeyi yerinde görürse kararı düzelteceği; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na ileteceği-
Mahkemece direnme kararı verilmesi halinde temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca yapılacağı-
Temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğin olduğu, bu nedenle kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye ait olduğu-