Tüzel kişi adına çıkarılan tebligatın, tüzel kişinin adresinde Tebligat Kanunu'nun madde 12 ve 13, Tebligat Yönetmeliği madde 20-21 hükümlerinde öngörüldüğü şekilde yetkili temsilcisine yapılacağı- Dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiye davalı şirkete " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden T. Ç imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği, davalıya çıkarılan duruşma gününü içerir tebligatın " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden A. K. imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği görüldüğünden, davalıya yapılan geçerli bir tebligatın söz konusu olmadığı- Davalı tarafa usulünce tebligat yapılıp, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Gerçek kişiye tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine göre değil, 17. maddesine göre yapılması gerektiği ve buna göre bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğin, o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılacağı- Borçlu gerçek kişiye gönderilen ödeme emrinin şirket adresinde şirket ortağı olan bir başka kişiye yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü gerektiği-
Gemi alacağı hakkına dayalı olarak gemi adamı sıfatı da olan alacaklıların gemi donatanı işletenine izafeten temzilen gemi kaptanını borçlu taraf göstererek taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde bulundukları, örnek ödeme emrinin gemi kaptanına gemi limanda iken gemi içinde elden tebliğ edildiği, tebligatı alan gemi kaptanının sürelerden feragat edip borcu ve takibi kabul ettiği takibin bu şekilde kesinleşmesi üzerine geminin seferden men edilmesi için Liman Başkanlığı'na müzekkere yazılarak seferden men edildiği, gemi donatanının icra mahkemesine verdiği dilekçede gemi kaptanının aynı zamanda kendilerinden alacaklı olup alacaklarını takip alacaklılarına temlik ettiği, alacaklı borçlu sıfatının birleştiğini gemi kaptanının geminin menfaatlerini korumakla yükümlü olup, şirketi borç altına sokmasının TMK. mad. 2 ile bağdaşmadığı, takibi daha sonra öğrendikleri, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi, donatanın icra dairesine yaptığı itiraz dilekçesinin geçerli kabul edilmesi gerektiğinin talep edildiği bilinerek davanın kabulü gerektiği-
Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişilerin, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğin, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine, ancak görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması halinde yapılabiliceği, bu durumda tebliğ evrakının teslim edildiği memur veya müstahdemin adı ve soyadı açıkça yazılarak imzasının alınması yapılan işlemin mevzuata uygunluğunun denetlenmesi ve tebligatın bir belgelendirme işlemi olması nedeniyle zorunlu olduğu-
Yetkili temsilcinin bulunmama sebebi tutanağa yazılmadığından dava dilekçesinin davalı şirkete yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği-
Borçlu şirkete çıkartılan taşınmazın satış ilanı, “daimi çalışanı A.E. tebliğ edildi” şerhi ile 29.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştirildiğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tevziat saatlerinde kapalı olması veya hazır bulunanlar tarafından tebligatın alınmasından kaçınılması halinde, bu adrese tebligat kanunu mad.21’e göre tebligat yapılması gerekeceği-
Tebligat Kanunu mad. 13 'e göre yapılan tebligatta, tebligatı alan şahsın tebliğ tarihi itibariyle şirket yetkilisi olduğunun tespiti halinde tebligatın usule uygun sayılacağı- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği ve borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Hükmi şahıslara tebligatın, yetkili mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılabileceği - Borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olarak belirttiği tarihe göre icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, tebliğ tarihinin düzeltilmesine engel teşkil etmeyeceği; tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda haciz uygulamasına başlanılabilecek tarihin mal beyanında bulunma tarihi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedeniyle borçlunun şikayette hukuki yararının bulunduğu- Şikayetçi şirket temsilcisinin adreste bulunup bulunmadığı araştırılıp tespit ve tevsik edilmeden doğrudan şirket çalışanına yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Davalı adına Ticaret Sicil Gazetesi tarafından bildirilen adresee tebligat yapılmış ve taraf teşkili sağlanmaya çalışılmış ve yargılamaya bu şekilde devam edilmiş olup, davalı temyiz dilekçesinde kendi aleyhlerine yapılan icra takibini e-devlet sisteminden öğrendiklerinden bahsetmiş ve dilekçesinin ekinde sunulan Ticaret Sicil Gazetesine göre davalı şirketin adresinin yapılan ilan ile değiştirildiği görüldüğünden Ticaret Sicil Gazetesi tarafından bildirilen adresin doğru olmadığı ve bu davalıya yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu-