Tebliğ evrakında muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği hususları yöntemince araştırılmamış ve bu husus belgelenmemiş olduğundan bu yönüyle borçluya yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun diğer borçlu şirketin temsilcisi olduğu, şirket adresinin, borçlu şahsa ait işyeri adresi olduğu hakkında kuşku ve duraksama bulunmadığından, bu adres, "tüzel kişiye ait olmakla beraber, tebligatın muhatabı (tüzel kişi olmayıp) gerçek kişi" olduğundan, tüzel kişilere tebligatı düzenleyen Tebligat Kanununu mad. 12 ve 13 'ün uygulanamayacağı; muhatabın işyerine çıkarılan tebligatın, aynı Kanun'un 17. maddesine göre yapılması gerektiği-
Şirkete çıkartılan gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesinin tebliğine dair tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla; Öncelikli olarak tebligatın Tebligat Kanun'unun 12, 13.maddesine göre tebliği, tebligat imkansızlığı halinde ise Tebligat Kanun'unun 35.maddesi hükmüne göre şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine tebligatın yapılarak, tebligat parçasının dosyaya eklenmesi gerektiği-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu
Satış ilanına ilişkin tebligatın, tebligatı alacak kimseler mutat iş saatlerinde bulunamadığından ......... imzasına yapıldığı belirtilmiş ise de, tebligatı alan ve yetkili de olmayan kişinin şirketin işçisi/çalışanı vb. olduğu belirtilmediğinden Tebligat Kanunu’nun 13. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığının kabul edilemeyeceği-
Davalı tasfiye memurunun bilinen adresine normal tebligat çıkartılarak, tebligatın yapılmaması durumunda TK. mad.21 'in ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerektiği-
Tebliğ sırasında şirket yetkilisinin tebliğ mahallinde bulunup bulunmadığı, tebligatı alan şahsın, tebligatın muhatabı temsilciden sonra gelen evrak müdürü vs. gibi bu işle görevlendirilmiş kişi olup olmadığı konusunda şerh ve açıklık bulunmadığından, tebligatın, Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerindeki koşullara uygun olmadığından usulsüz olduğu-
Davalı şirkete tasfiye memurunun atandığı anlaşıldığından, gıyabi hükmün şirketi temsile yetkili tasfiye memuruna, ticaret sicilinden gelecek numara ile birlikte belirtilen adresine veya mernis adresine yöntemince tebliğ edilmesi gerektiği-
Davalıya gönderilen duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiyenin, yetkilinin çarşıda olduğu beyan edilerek mahalle muhtarına tebliğ edildiği, bu durumda tebligatın davalı şirkete usulüne uygun şekilde yapıldığının kabul edilemeyeceği, davalı vekilinin'de şirketin duruşma gününden haberi olmadığından davaya katılamadığı ve savunma yapamadığını beyan etmesine göre, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği-
Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-