Kadının ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklı olduğu, bir başka kadınla ilişkisi sebebiyle kocanın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, davacı (kadın) ve çocukları için Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekeceği-
Davalı-davacının (kadın) ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği, kadın yararına tarafların gerçekleşen ekonomik koşulları gözetilerek Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
TMK 197 ve devamı maddesinde öngörülen tedbir nafakası resmi nikahlı eş yönünden kabul edilen müesseseler olup, davacının davalının gayri resmi nikahlı eşi olduğu anlaşılmakla; davacı gayri resmi eş yönünden nafaka talebinin tümden reddi gerektiği-
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkimin, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alacağı; mahkemece davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekeceği-
Ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası isteyen davacının, kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı tedbir nafakası davasında işin esası hakkında inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Aile Mahkemesi hakiminin -TMK. 169.maddesine göre- boşanma davasının devamı süresince veya ayrılık davası açılması halinde ayrılık davasının devamı süresince eşlerin barınmasına, geçinmine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri alacak ve bu konularda istek bulunmamasına gerek olmadan kendiliğinden ne gibi önlemler alınması gerektiğini takdir edeceği, boşanma davası içinde hükmedilen tedbir nafakasının boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile ortadan kalkacağı-TMK 197.md. gereğince nafakaya hükmolunması için davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekeceği-
Tedbir nafakasına ilişkin davalar da, davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve davacı tarafından "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekeceği-
Davacının, talebinin salt “ayrı yaşamada haklılık” iddiası olarak algılanıp, birlikte yaşadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Fiilen davacı anne yanında bulunan müşterek çocuklar için başkaca bir koşul aranmaksızın, davalı babanın katkıda bulunmasının zorunlu olduğu-
Eşlerden birinin, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahip olduğu (TMK m.197), mahkemece davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılıp, davalı tanıkları dinlenerek ve davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı hususu tespit edilerek, davalının davacıya aylık 500,00 TL nafaka verebileceğine ilişkin beyanı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
Evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasının davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanması halinde, davalıya yüklenecek kusur yoksa boşanmaya karar verilemeyeceği