Davalı erkek tarafından davacı kadının fiziksel şiddete uğradığı, bıçakla tehdit edildiği ve hakaret edildiği anlaşıldığından, davacı kadının ayrı yaşama hakkına sahip olduğu ve nafaka davasının açıldığı tarihten geçerli olmak üzere ve davalı erkek tarafından açılan ve derdest olan boşanma davasında davacı kadın lehine ara kararla hükmedilen geçici tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmayacak şekilde davacı kadın lehine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Aile konutu şerhi davası sebebiyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Hükmün infaz edilebilir nitelikte açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde kurulması gerekeceği (HMK.m. 197/son), mahkemece nihai hükümde birleşen nafaka davasına ilişkin ara karar gereği bağlanan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak karar verilmiş, ancak iş bu talep sonucuna yönelik nihai bir karar verilmediğinden, birleşen tedbir nafakasına ilişkin olarak tedbir nafakasının kimden tahsil edileceği kararda açıkça belirtilmediğinden, verilen kararın bu haliyle infaz olanağı olmadığı -
Davacı-davalı erkeğin nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmadığından, kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesinin yanlış olduğu -
Davacı tanık ifadelerinden, davalı kocanın eşine sürekli hakaret ettiği, onu başka bir kadınla aldattığı, ona bıçak çektiği, eşini ve eşinin ailesini tehdit ederek davacıyı baba evine gönderdiği anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu- TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadının kendisi için uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Davalı kocanın kusurlu davranışları karşısında, davacı kadın ayrı yaşamada haklı olup; TMK. mad. 197 gereğince davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Tedbir nafakası davası sonrasında davalı tarafından boşanma davası açıldığından, bağlantı sebebiyle birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkemeden istenebileceği ve birleştirmeye bu mahkemece karar verilebileceği nazara alınmadan, birleştirmeye karar verilmeyeceği-Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebileceğinden, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunmadığı-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları günün ekonomik koşulları, davacının ihtiyaçları, tedbir nafakasının niteliği, tarafların birlikte yaşadıkları hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği gözetilerek, davalının gelir durumu nazara alındığında, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Ayrı müşterek konut tahsisi sağlanmaması nedeniyle eşin, eve dönmediği anlaşılmakla ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulünün gerektiği- Müşterek çocuk yönünden talep edilen önlem nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusundan ziyade kimin yanında kaldığı ve kimin tarafından bakıldığının nazara alınması gerektiği-
Davacı kadın yararına, boşanma davasının kesinleşme tarihine kadar, bu davada hükmedilen nafaka ile mükerrerlik oluşturmayacak şekilde tedbir nafakası talep edilebileceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanma davasında hüküm altına alınan tedbir nafakası gözönünde bulundurularak, davacı kadın lehine hakkaniyete uygun bir miktarda nafakaya hükmolunması gerektiği-
Tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyinin dikkate alınarak, hakimin, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğinin gözeteceği-
Kadın eşin boşanma davasından feragat etmekle her iki davada dayandığı vakıalarla ilgili olarak, davalı erkek eşten kaynaklanan kusurları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, ayrı yaşamadaki haklılığını ispat edemediği, bu halde, davacı kadın eşin nafaka davasının kabulünün doğru olmadığı-