Hakimin, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmesinin gerekeceği-
Davacı-davalı (kadın)'ın Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi gereğince açtığı tedbir nafakası davasının kabulüne karar verildiğine göre, kadın ve çocuk için takdir edilen nafakanın "tedbir nafakası" olduğu nazara alınmadan davacı-davalı (kadın) için takdir edilen nafakanın yoksulluk, müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın da iştirak nafakası olarak adlandırılmasının doğru olmadığı-
Davacı tarafından açılan boşanma davası reddedildiğine göre, davacının ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı sayılamayacağı, bu husus nazara alınmadan davacının kendisiyle ilgili nafaka talebinin reddinin gerekeceği-
Davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafakası davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, davaların açılış tarihlerinde yanılgıya düşülerek "nafaka davasının boşanma davalarından sonra açıldığı ve eldeki davada tedbir nafakasına hükmedildiğinden" bahisle reddinin doğru olmayıp bozmayı gerektireceği-
Nafaka istemine ilişkin davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı-davacı (kadın)'ın kocasından ayrı yaşamada haklı sebeplerinin bulunduğu ve Türk Medeni Kanununun 197. maddesindeki koşulların kadın yararına gerçekleştiği -
Hükmedilen nafakanın boşanma davasıyla bir ilgisi yokken bu husus gözetilmeden ve bağımsız nafaka davasında hükmedilene de atıf yapılmaksızın "hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına" karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olacağı-
Davacının, ayrı yaşamakta haklılık iddiasıyla açtığı nafaka davası ile davalı kocadan kendisi ve müşterek çocuklar için tedbir nafakası istediği, bağımsız olarak açılan nafaka davasından sonra, davalı kocanın açtığı boşanma davası sırasında ara kararı ile davacı taraf için tedbir nafakasına hükmedilmiş olması; ayrı yaşamada haklılık sebebiyle açılan nafaka davasının reddini gerektirmeyeceği, açılan her iki davanın gerekçe ve şartlarının farklı olduğu-
Dava tarihinden geçerli olmak üzere, davalı kadın yararına uygun miktarda bir tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği ve evden kovduğu, bu nedenle davacı-davalı kadın ayrı yaşamakta haklı olduğu, mahkemece davacı-davalı kadının nafaka davasının kabulüne karar verileceği-