Davacı kişiliğinin, ekonomik güvenliğinin veya aile huzurunun ciddi biçimde tehlikeye düştüğünü ve davalıdan ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamadığından davacının nafaka talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesi içeriğinden davacı-davalının talebinin Türk Medeni Kanununun 197/son, 336/2. maddeleri kapsamında olduğu; davalı-davacı kocanın düzenli bir işte çalışmadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, en son olayda eşine şiddet uyguladığı, bu olay sonrasında tarafların 4 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, bu nedenle davacı-davalı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun ve ayrı yaşanan dönemde davalı-davacı kocanın müşterek çocuğun giderlerine katkı yapmadığının sübuta ermesi karşısında, davacı-davalı kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının boşanma davası açıp daha sonra feragat ettiği, bu davadaki sebeplere dayanarak ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabul edilemeyeceği bunun yanında haklı sebeple birlik dışında yaşadığını kabule yeterli delil ve olgu ortaya konulamaması sebebiyle nafaka isteminin reddinin gerekeceği-
Davalı-davacı kocanın E.zığ’da eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşini burada bırakarak ortak ikametgahlarının bulunduğu Bingöl’e gelmesini istemediği, bu nedenle, davacı-davalı kadının ayrı yaşama hakkına sahip olduğu-
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alacağı -Tedbir nafakasının miktarı davalının geliriyle orantılı olmak kaydıyla birlikte yaşadıkları zamanda eş ve çocuklara sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşama hallerinde de sağlayacak oranda olması gerekeceği-
Tedbir nafakasının miktarının, eşlerin geliriyle orantılı ve birlikte yaşadıkları zamanda eşine sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşama hallerinde de sağlayacak oranda olması gerekecek olup, eşlerin gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, özellikle davalının gelir durumuna göre takdir edileceği-
Davacı, aile konutu şerhi konulması talebinin yanında Medeni Kanun'un 197/2. maddesi uyarınca konut ve ev eşyasından yararlanma yönünde de talepte bulunmuş, Mahkemece aile konutu şerhi talebi reddedilmiş, davacının diğer talebi hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olup, bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasının gerektiği-
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alacağı-
Nafaka davasından farklı olarak; davacı nafaka davasının açılmasından önce gerçekleştiği halde, nafaka davasında dayanmadığı, kocasının kendisine fiziki şiddet uygulaması olayına dayanmış ve bu olay bir kısım davacı tanıklarınca da doğrulanmış ise de; kadın açtığı nafaka davasında, "ayrı yaşamada haklı bulunmayıp" davası reddedilip kesinleştiğine ve daha sonra da yeni bir olay meydana gelmediğine göre; artık, bu olayların evlilik birliğini temelinden sarstığının kabul edilemeyeceği-
Ayrı yaşamada haklı olan eşin diğer eşten tedbir nafakası isteyebileceği, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahip olduğu, ayrı yaşamada haklı olan davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekeceği boşanma davasının reddedilmesinden sonra eşlerin müşterek yuvada oturmalarının asıl olduğu, evlilik birliğini kurma görevinin açtığı boşanma davası reddedilen eşe düştüğü-