Tebligat K. mad. 21 ve buna bağlı yönetmeliğin 30. maddesi gereği, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği- Dava dilekçesi geçerli şekilde davalıya tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesinin davalının savunma hakkının kısıtlayacağı-
Sağlık sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın rücuan tahsili istemi-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının ve ıslah dilekçesinin davalı E...'ye tebliğ edilmeden, rapora ve ıslah dilekçesine itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine hüküm kurulması doğru görülmediği-
Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gerektiği- Ön incelemenin, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağı- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası'nın 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMKnun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı, bu nedenlerle, mahkemece duruşma açılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun, yasal yedi günlük süre dolmadan itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmesi ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği- İtirazın, icra tutanağına geçirildiği tarihte yapılmış sayılacağı, bu tutanakların aksi ancak aynı nitelikte bir belge ile ispatlanabileceği- İcra Dairesince 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08/04/2013 tarihli oldukları belirtilerek tutanağa geçirilmişse de, 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08.04.2013 tarihli olduğu konusunu destekleyecek hiçbir delil ve emareye dosyada rastlanmamış olup, mahkemece icra dairesi tarafından tutulan tutanak esas kabul edilerek şikâyetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalıya yapılan tebligatlar, T.K. 21. md.si gereğince usulsüz olup söz konusu tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onların İddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği, mahkemece dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekeceği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturacağı-
Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin karşılıklı olarak tebliğ edilmemesinin bilgilenme/bilgilendirme hakkının, bir başka deyişle adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde bulunduğu-
Kurum zararı nedeniyle alacak istemine ilişkin 32 dosyada ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek  dava sonuçlandırılmış ise de; davalılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin, her bir dosyadaki iddia ve savunmaların değerlendirilmesinin bu şekilde mümkün olmaması, bu durumun usul ekonomisine aykırı olması ve hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasına da sebebiyet vereceği, ayrıca bir kısım davalıların da birleştirme talebine muvafakatlerinin bulunmadığı gözetilerek dosyaların birleştirilmesi yoluna gidilerek hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-