Davalı-kiracının, kiracılık ilişkisine ve kira bedeline itiraz etmemiş olması halinde, taraflar arasındaki “kira ilişkisi ve kira bedeli”nin kesinleşmiş olacağı-
İhtarlı ödeme emrinde öngörülen “ödeme süresi” içinde “asıl kira bedeli”nin ödenip, icra masrafları, icra vekalet ücreti faiz vb. gibi kira bedelinin (borcunun) eklentilerinin (fer’ilerinin) ödenmemesinin tahliye kararı verilmesine neden olmayacağı-
Borçlu kiracının ödeme emrine itiraz etmesi halinde alacaklı kiralayanın yasal ödeme süresinin dolduğu tarihten sonra 6 ay içinde icra mahkemesinden kiralanın tahliyesini istemesi gerekeceği-
İcra takibine konu edilen borcun, otuz günlük süre içerisinde 8.12.2009 tarihinde ödendiği, davacının 25.2.2010 tarihli yazısından anlaşılmış olmakla davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Borçlu-kiracının –“dekont”, “ödeme belgesi” ibraz ederek- yargılamanın her aşamasında ödeme savunmasında bulunabileceği-
İcra mahkemesinin “ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü” kendiliğinden nazara alamayacağı-
Kiralayan sıfatı olmayanın takip yapma ve dava açma hakkı bulunmayacağı-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin 6111 sayılı Kanun'da sözü edilen borcun yapılandırılmasının alacağın tahsiline ilişkin olup, kesinleşen takip nedeniyle oluşan temerrüdü ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle mahkemece tahliyeye karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Takip yapan davacı kira sözleşmesinde taraf olmadığından, sözleşmeye dayanarak kendi adına takip yapma ve dava açma yetkisi bulunmadığı-