Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, ihalenin feshi şikayetinin feragat (vazgeçme) nedeniyle reddine ilişkin olup kesin nitelikli olduğundan anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının isabetli olduğu-
İlk Derece Mahkemesince "...gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde..." denilmek suretiyle istinaf süresinin başlangıcı konusunda tarafların yanıltıldığı, alacaklı tarafından hükümde belirtildiği gibi, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı anlaşılmış olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Rızai satış yetkisi verilmesi (İİK’nın 111/a)  talebinin icra müdürlüğünce reddi işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurulması durumunda, mahkemece şikayetin reddine dair verilen kararın kesin olmadığı-
İlk Derece Mahkemesince ................... tarihli duruşmada alacaklı vekilinin yüzüne karşı, usulsüz tebligat şikayetinin ve imza itirazının kabulüne karar verildiği, karara karşı tefhim veya tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolunun gösterildiği, alacaklı vekilinin tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yoluna başvurduğu görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, hem tefhim hem tebliğ tarihinden demek suretiyle yasa yolu süresinin başlangıcının açık ve anlaşılır gösterilmediği, hakim yanıltması sebebiyle lehe yorumlamak suretiyle istinaf başvurusunun süresinde sayılarak istinaf nedenlerinin incelenmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, ihalenin feshi isteminin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl kararın İİK’nın 365/1-3. maddesi uyarınca kesin olarak verildiği ve borçlunun bu karara yönelik temyiz istemi de ek karar ile (kararın kesin olarak verildiğinden bahisle) reddedilmiş ise de; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına dair şikayetin hak düşürücü süreden reddine dair kararın kesin olduğuna iliskin 2004 sayılı Icra ve Iflas Kanunu’nda herhangi bir hüküm olmadığından esasa iliskin kararın İİK'nın 365. maddesi gözetildiğinde temyizi kabil olduğunun anlaşıldığı-
HMK’nın 294. maddesinde hükmün tefhiminin, hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilmek suretiyle olacağı ve zorunlu hallerde hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın bir ay içinde yazılacağı belirtilmekle, hüküm kurulurken gerekçe yazılmasının ve gerekçeli kararın tüm unsurlarıyla tefhim edilmesinin zorunlu olmadığı, istinaf başvuru süresinin kanun gereği usulüne uygun yapılan tefhimden itibaren başlayacağı, dolayısıyla kararın istinaf eden borçlu vekiline 20.04.2022 tarihinde tefhim edildiği halde istinaf dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 23.05.2022 tarihinde verildiği, buna rağmen, süre tutum dilekçesi verilmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin; gerekçeli kararın tüm unsurlarıyla tefhim edilmemesi sebebiyle kanun yoluna başvuru süresinin tebliğden itibaren başlayacağı değerlendirmesi hatalı olup, mahkemece İİK'nın 365/3 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Temyizen incelenmesi istenen karar, süresinde olmayan istinaf başvurusuna ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Vekalet ücretine ilişkin miktar itibariyle istinaf edilemeyecek kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Temyizen incelenmesi istenen karar, istinaf isteminin süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı- Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasının uygun bulunmadığı-