“Adi kefil” hakkında takip yapılabilmesi için BK.’ nun 486. maddesi (şimdi; TBK. mad. 585) uyarınca “kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takip yapılıp da alacaklının hatası olmaksızın takibin semeresiz kalması veya borçlu aleyhine Türkiye’ de takip yapılmasının imkânsız hale gelmesi” gerektiği (Not: Yeni TBK. mad. 585'e göre; borçluya konkordato mehli verilmiş olması koşulu da eklenmiştir.); bu koşullar gerçekleşmeden kefil hakkında doğrudan icra takibi yapılamayacağı gibi, buna dayanarak da “itirazın kaldırılması” nın istenemeyeceği-
Kira alacağına dayalı icra takiplerinde aylık kira miktarının –sözleşmedeki artış oranına göre, artış oranı yoksa, kiracı-borçlunun kabul ettiği miktara göre– alacaklı-kiralayan tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İtirazında “kiralayana kira borcu bulunmadığını, borcun tamamını ödediğini” belirtmiş olan kiracının, açıkça aylık kira miktarına (ve sözleşmedeki artış koşuluna) karşı koymamış olması halinde, takip talebinde istenen alacak miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği; kiracının “takip konusu borcu ödediğini” İİK.’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlayamamış olması halinde, icra mahkemesince temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek “itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve kiralananın tahliyesine” karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde “kira bedelinin banka hesabına ödeneceği” kararlaştırıldığından, ödemenin banka hesabına yapılması gerekeceği; ancak taraflar arasında teamül haline gelmiş olan bir ödeme şekli var ise, buna uygun olarak yapılan ödemenin de geçerli sayılacağı-
İİK.’nun 62/IV maddesi gereğince “borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun itiraz ettiği borç miktarını açıkça göstermesi” gerekeceğinden, borçlu-kiracının ödeme emrine itiraz ederken “kira parasının ……. TL olmadığını” ya da “borcu olmadığını” bildirmekle yetinmiş olması halinde, hakkındaki takibin kesinleşmiş ve takip konusu borca hiç itiraz etmemiş sayılacağı-