Kötüniyetle yapıldığı kanıtlanmadıkça müşterek maliklerden her birinin kendi payı üzerinde tasarruf edebileceği, bu durumda maliklerden birinin intifayı kendi üzerinde bırakarak kuru mülkiyeti satmasının geçerli bir işlem olduğu-
Müşterek mülkiyet konusu taşınmazın paydaşlarından birisinin, üçüncü kişilerin taşınmaza yönelik elatmanın önlenmesini isteyebileceği, böyle bir davada davacı paydaşın diğer paydaşları da temsil ettiğinin farz edildiği, iddianın kanıtlanması halinde mahkemece “taşınmazın tamamına elatmanın önlenmesine” karar verileceği -
İlgili paydaş tarafından, müşterek mülkiyet konusu taşınmazın paydaşlar arasında uzun süreden beri devam eden eylemli kullanma sonucu oluşan kullanma biçimine aykırı davranışının önlenmesinin istenebileceği -
İİK. 121 ve 14.4.1943 T. 15/48 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca ortaklığın giderilmesi davası açmak (ve taşınmazı sattırmak) üzere Tetkik Merciinden yetki belgesi alınmasının, ancak iştirak halindeki mülkiyet konusu taşınmazlar için söz konusu olabileceği (müşterek mülkiyet konusu taşınmazlarda bu durumun söz konusu olmadığı) -
İştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesinden sonra düzenlenen mirası taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı -
Bankadaki müşterek hesaptaki paranın mülkiyetinin -hesap açılır-ken özel şart konmadıkça- kimin yatırdığına bakılmaksızın, yarı yarıya taraflara ait sayılacağı -
Birden çok kişinin bir şeye malik olması halinde asıl olanın, her birinin payının eşit olduğu -
Müşterek mülkiyet konusu taşınmazda, harici taksimden sonra, maliklerden birisinin ev yaptığını kanıtlaması halinde, mahkemece “bu evin davacı paydaş tarafından yapıldığı”nın, tapu sicilinin “beyanlar” hanesine yazılmasına karar verilmesi gerekeceği -
Paydaşlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonucunda verilen “elatmanın önlenmesi”ne ilişkin kararın icra müdürlüğünce “da-valının, davacının payına elatmamasının ihtarı” suretiyle infaz edilmesi gerekeceği, davalının bu ihtara uymamasının İİK. 343’deki suçu oluşturacağı -