Kira alacağı sözleşmeye göre belirlenirken ecrimisil rayice göre hesaplanacağından verilen kararların birbirlerine karşı kesin hüküm dahi teşkil edemeyecekleri düşünüldüğünde aynı dava olduklarından bahsedilemeyeceği- Davacı vekili kira sözleşmesine dayanmadığından anılan bu isteğin 4721 sayılı Kanun hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün HMK 2/1 inci maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu- Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülerek taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin devam edip etmediğinin tartışılması, hukuken geçerli bir kira ilişkisinin saptanması hâlinde işgal ve kötüniyetli bir kullanım durumu olmayacağından ecrimisil talebine ilişkin eldeki davanın reddedilmesi, aksi hâlde ise ecrimisil isteği yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
İşgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının beş yılda zamanaşımına uğrayacağı-
Ecrimisil taleplerinde, öncelikle taraflardan emsal göstermeleri istenmek suretiyle benzer yerlerin kira sözleşmelerinin getirtilmesi, sonrasında davaya konu taşınmaz ve emsaller incelenerek taşınmaz ve çevre özellikleri dikkate alınarak dava konusu ilk dönemde serbest koşullarda getirebileceği kira parasının rayice göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ise belirlenen miktara ÜFE artış oranın tamamının yansıtılması ile ecrimisil hesabı yapılması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil alacağının davacı ve davalı kiracı şirket arasında görülüp kesinleşen kira bedelinin tespiti kararına esas bilirkişi raporuna dayandırıldığı, ancak söz konusu dosyada kira bedeline ÜFE oranına göre artışının yapılması gerektiği-
Ecrimisil istemli davada, ecrimisile konu edilen taşınmazın tarafların murisi adına kayıtlı olduğu, paydaşların kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri, bu koşulun dava şartı olması nedeniyle kendiliğinden gözetileceği, ancak davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin; elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil vb. davalar açılmışsa, dava dilekçesinin davalı paydaşlara tebliğ edildiği tarihten sonrası için intifadan men koşulunun gerçekleşmiş sayılacağı, bu yüzden davanın kabulünün gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen tutanakla ilgili olarak davalının, bazı eşyaların davacı tarafından geri alındığını, bazı eşyaların da zaman içerisinde eskiyerek kullanılamaz hale geldiğinden atıldığını, bir kısmının ise davacıya ait olmadığını savunduğu, somut olayda davalının kendisine teslim edilen eşyaların iadesi yükümlülüğü altında olup, eşyaları iade ettiğini kesin delillerle kanıtlaması gerekeceği, mahkemece, davalının söz konusu eşyaların teslimine ilişkin dosyaya sunduğu kanıtlar değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yargıtay ...... Hukuk Dairesi'nin geri çevirme kararı üzerine gönderilen ........... Valiliği İl Mera Komisyonu'nun mera tahsis kararına göre ......... Köyü 106 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar ile komşu bir kısım taşınmazlar ile ilgili mera tahsis kararı verilmiş olduğu bildirildiğinden, söz konusu mera tahsis komisyonunun tahsis kararı ve buna ilişkin tüm belgeler getirtilerek taşınmaz başında uygulanmalı ve komisyon kararının kapsadığı yere ilişkin olarak inceleme yapılmak suretiyle dava açma konusunda hak düşürücü sürenin geçip geçmediği de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil ve eski hale getirme bedeli-
Davacı vekili dava dilekçesinde ecrimisil talep ederken faiz talebinde bulunmadığı halde mahkemece talep aşılarak, .............. TL ecrimisil bedelinin her tahakkuk dönemi sonundan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazın konumu, davacı tarafın şirket olup paydaş oluşu ve davalının komşu taşınmazı dava dışı üçüncü kişilerden kiraladıktan sonra ........... parsel sayılı taşınmazla birlikte hiçbir akdi ilişkiye dayanmadan kullanımı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın bu kullanıma zımni muvafakatinin olduğu, davalı tarafın kötüniyetli olmadığı yönünde kabulünün hatalı olduğu, davacı tarafın ecrimisil talep edebilmesinin koşulları oluştuğu halde, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-