Kooperatif ile üyesi arasındaki kira kaybı alacağına ilişkin davada uygulanacak olan beş yıllık zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının asıl davayı açtığı tarihte, konutun teslim edilmemesi nedeniyle isteyebileceği kira alacağını muaccel hâle getirmiş olduğu- "Talebin tahsis hakkına dayandığı ve tahsis hakkına dayalı talepte bulunulduğundan zamanaşımı süresinin işlemeyeceği" gerekçesiyle davalı vekilinin zamanaşımı def'inin yerinde görülmediğinden bahsedilemeyeceği- "Islahın yeni veya ek bir dava olmayıp, usulî bir hatanın düzeltilmesi veya eksikliğin tamamlanması mahiyetinde olduğu, ıslah edilen kısım bakımından zamanaşımının işleyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, ıslahla arttırılan kısma yönelik talebin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmesi hâlinde, hak arama hürriyeti engellenerek hak ihlâllerinin doğacağı ve bu nedenle kısmi ıslahın yeni bir dava olmadığı da dikkate alınarak asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak bakımından kesildiğinin kabul edilmesi değişik gerekçesi ile direnme kararın onanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Uyuşmazlık, davacının dava dışı müflis şirkete avans olarak verip ödemek zorunda kaldığı çek bedellerinin müflisle aralarındaki organik bağa dayalı olarak davalılardan tahsili isteminden ibarettir..
Dava konusu işlerin teslim edildiği 2013 yılından, icra takibinin yapıldığı 08.04.2019 tarihine kadar kanunda öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi gerçekleştiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Hatalı hukuki değerlendirme ile "yapılan işin bir eseri meydana getirmek olmadığı, işin tamirat tadilat olduğu, bu nedenle 5 yıllık zamanaşımı süresinin olayda uygulama alanının bulunmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, şirket hissesinin belirlenen bedel karşılığında devri vaadini içeren ikale sözleşmesinden kaynaklanan hisse devri, devrin tescili ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir...
Taraflar arasındaki hukuki ilişki, "kooperatif üyelik ilişkisi" olduğundan, ayıbın açık ya da gizli ayıp olup olmadığına bakılmaksızın somut olayda uygulanması gereken beş yıllık zamanaşımı süresinin davacının dava konusu taşınmazı teslim alarak kullanmaya başladığı tarihten itibaren başlatılması gerektiği- "Davalının üyelerini konut edindirmek amacıyla yapı kooperatifi olarak kurulduğu, davacının ise davalı kooperatifin üyesi olduğu, kooperatifin binaların yapımını üstlenen yüklenici olmadığı ve başka yükleniciler ile imzaladığı sözleşmelere dayanarak inşaatları yaptırdığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kooperatif ortaklığına ilişkin olduğu ve eser sözleşmesi bulunduğundan söz edilemeyeceği, davacının kooperatifin yaptırdığı konutların ayıplı olduğu iddiasıyla kooperatif aleyhine açtığı eldeki davada uygulanacak zamanaşımı süresinin mülga BK'nın 126/4 üncü maddesine göre beş yıl olduğu, davalı kooperatif ile inşaatı yaptırdığı yüklenici arasında bulunan eser sözleşmesinde uygulanması gereken zamanaşımı süresinin ise TBK m. 478 değil, mülga eBK m. 126/4'de "hariç olmak üzere" şeklinde tutulan istisna kapsamında 125. maddede düzenlenen on yıl olduğu, dolayısıyla davalı kooperatifin eser sözleşmesine dayalı olarak yüklenicinin ağır kusuru ile gizli ayıplı yaptığı imalâtlar yönünden on yıllık genel zamanaşımı süresi içinde yükleniciye başvurabileceği, kooperatifin ayıplar nedeniyle yükleniciye başvurabileceği süre içinde davacı tarafından gizli ayıbın varlığı kendisine bildirilmiş ise buna yönelik talep haklarını kullanması gerektiği, bu haklar kullanılmaksızın zamanaşımı süresinin geçmesine neden olunduysa kooperatifin kuruluş amacına uygun davranmamış sayılacağı ve üyelerinin de sonuçlarından yararlanacağı hakları kendi kusuruyla kullanmamış olacağı, kooperatifin ayıpla ilgili haklarını kullanmak yerine ortağı olan davacı ile arasında görülen eldeki davada beş yıllık zamanaşımına dayanarak sorumluluktan kurtulmaya çalışmasının dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
11. HD. 23.01.2024 T. E: 2022/6379, K: 547
Dava, vekâlet görevi kötüye kullanılarak davacı şirket adına keşide olunduğu iddia edilen bonolar nedeniyle ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir...
11. HD. 16.01.2024 T. E: 2022/3954, K: 305
Özel Dairece verilen birinci bozma kararı araştırmaya yönelik olup kesin bozma niteliğinde olmadığı gibi birbirleriyle çelişen iki ayrı bozma kararı da bulunmadığından, somut olayda HUMK’nın 429/4 üncü maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmediğinden, mahkemece Özel Dairenin ikinci bozma kararına uyularak verilen son kararın temyiz incelemesini yapma görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak, cezai şart ve gecikme tazminatı- Sözleşmeye konu dükkanın teslimi, bu olmazsa rayiç bedelinin tahsili talep edildiğinden, artık seçimlik ceza talep edilemeyeceği- Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, eser sözleşmesi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinden oluşan karma bir akit olup eksik işler ve ayıplı imalâtların giderim bedeli, gecikme tazminatı ve cezai şart alacaklarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu- Arsa sahibi teslim edilmesi gereken tarihteki gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebileceği (muaccel hale geleceği)-