• 6098 Sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesini kısmen karşılamaktadır.

    Tasarının tek fıkraya bağlı altı bentten oluşan 146 ncı maddesinde, beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı hâller düzenlenmektedir.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin kenar başlığında kullanılan “2. Beş senelik müruruzaman” şeklindeki ibare, Tasarıda “II. Beş yıllık zamanaşımı” şeklinde değiştirilmiştir.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (1) numaralı bendinde kullanılan “Alelumum kiralar” ibaresi, Tasarıda “Kira bedelleri” şeklinde; maddenin aynı bendinde kullanılan “muayyen zamanlarda meşrut aidat” şeklindeki ibare ise, Tasarıda “…ücret gibi diğer dönemsel edimler” şekline dönüştürülmüştür.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (2) numaralı bendi, Tasarıda “2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri” şeklinde değiştirilmiştir.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (3) numaralı bendi, Tasarıda “3. Küçük sanat işleri ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar” şeklinde kaleme alınmış; aynı maddenin (3) numaralı bendinde kullanılan “noterlerin meslekî hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davalar” şeklindeki ibareler, Tasarı metnine alınmamıştır. Gerçekten, kamu hizmeti yapmakta olan noterlerin, meslekî hizmetleri karşılığında hak ettikleri ücretleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu hükümleri çerçevesinde, genellikle peşin olarak tahsil edip ödeme makbuzlarını düzenledikleri göz önünde tutulursa, özel hukuk hükümlerine tâbi gerçek ve tüzel kişilerin, birbirlerinden olan alacakları için öngörülen zamanaşımı süresine ilişkin maddede, noter ücretlerinin zamanaşımının düzenlenmesi gereksiz görülmüştür. Hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalışanların “dönemsel edimler” niteliğindeki ücret alacakları, Tasarının 146 ncı maddesinin (1) numaralı bendinin kapsamına girdiği için, (3) numaralı bendinde yeniden düzenlenmemiştir.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (4) numaralı bendinde düzenlenen hâller, Tasarının 146 ncı maddesinin (4), (5) ve (6) numaralı bentlerinde ayrı ayrı düzenlenmiştir.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (4) numaralı bendinde kullanılan “ticarî olsun olmasın, bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıplarıyla şirket veya ortaklar arasındaki dâvalar” şeklindeki ibare, Tasarının 146 ncı maddesinin (4) numaralı bendinde “Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar” şekline dönüştürülmüştür.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (5) numaralı bendinde kullanılan “vekâlet akdinden, komisyon acentelik mukavelesinden, ticarî tellaklık ücreti davası hariç, tellallık akdinden doğan bütün davalar” şeklindeki ibare, Tasarının 146 ncı maddesinin (5) numaralı bendinde “Vekâlet, komisyon ve acentelik sözleşmelerinden, ticarî simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar” şekline dönüştürülmüştür.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (4) numaralı bendinde kullanılan “müteahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere, istisna akdinden doğan bütün davalar” şeklindeki ibare de, Tasarının 146 ncı maddesinin (6) numaralı bendinde “Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.” şekline dönüştürülmüştür. Bu hüküm uyarınca, yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla (yani kasten ya da ağır ihmaliyle) hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi durumunda, eserin taşınır veya taşınmaz eser niteliğine bakılmaksızın, sözleşmeden doğan alacaklar, Tasarının 145 inci maddesinde öngörülen on yıllık genel zamanaşımına tâbi olacaktır.

    818 sayılı Borçlar Kanununun 126 ncı maddesinin (4) numaralı bendinde söz konusu edilen “bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar”ın tâbi olduğu zamanaşımı, Tasarının 478 inci maddesinde yeniden düzenlendiği için, (6) numaralı bende alınmamıştır.