Davada ehliyetsizlik iddiasına dayalı mülkiyet çekişmesi bulunduğuna, tüm mirasçılar davada yer almadığına ve tüm mirasçılar adına ya da taşınmazın terekeye iadesi istemi ile dava açılmadığına göre, bir kısım mirasçılar tarafından pay oranında tapu iptali ve tescil istemli açılan davanın dinlenilmesine olanak olmadığı-
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlü olduğu, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabileceği,somut olaya bakıldığında; davacı resmi şekilde yapılmış bir sözleşmenin varlığını iddia ve ispat edemediğinden tescil isteminin reddine karar verilerek ikinci kademedeki istemin değerlendirilmesi gerekirken hayatın olağan akışına aykırılıktan söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı-
Muvazaa davaları saklı pay sahibi olsun veya olmasın, her miras hakkı sahibi tarafından açılabileceği gözetildiğinde bir kısım davacıların saklı pay sahibi olmamalarının dava açmalarına engel teşkil etmeyeceği-
Mirasbırakanın temlik iradesinin gerçekleştiği tarih itibariyle davalı çocukları dışında başkaca mirasçısının bulunmadığı, çekişmeye konu taşınmazın öncesinde davalı çocukların annelerine ait 1/2 payın bulunduğu da gözetilerek mirasbırakanın mirasçıdan mal kaçırma amaçlı hareket ettiğinin söylenemeyeceği-
Mirasçının, satış vaadi sözleşmesi ile miras payından yoksun bırakıldığını ileri sürmesi halinde, satış vaadi sözleşmesinin taraflarına göre, üçüncü kişi konumunda bulunan mirasçının, muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin davada iptali gereken pay, temlike konu 4/9 payın -davacının miras payı olan- 3/18' i olup; 12/162 oranında olduğundan çap kaydındaki hisseler düzenlenerek 108 paydada eşitlendiğinde mahkemece yapılan hesaplamada bir isabetsizlik bulunmadığı-
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi suretiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davaya konu taşınmazın tescil dayanağı hükmün gerçekten Hazinenin mirasçılığına dair hüküm olup olmadığı belgelendirilmeli; değilse dayanak hükmün niteliğinin eldeki davaya etkisi irdelenmeli; yine dosyada delil olarak yer alan … mahkemesinin dosyası içeriğindeki karar ve belgeler de irdelenmeli; intikallerin gerçekleştiği kişilerin tabiiyetleri ile ölüm tarihleri de gözetilerek başta vasiyetçinin mirasçı sıfatıyla vasiyete konu edilen malı iktisap edip etmeyeceği ve bu iktisaba engel başkaca hukuki bir sebep olup olmadığı tespit edilmeli; karşılıklılık ilkesi yönünden de araştırma yapılmalı; sonuçta taşınmazın mirasçı tarafından edinilebileceğinin ve bu yolla terekesine dahil olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne karar verilmesi, aksi durumda ise davanın reddedilmesi gerekeceği-
Önalım hakkına konu payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkin davada, Türk Kanunu Medenisi’nin kabulünden sonra ölenin mirasçılarının da diğer paydaşlar yanında davada yer aldıkları ve böylece tüm mirasçıların davada taraf olarak yer almış olmaları karşısında, davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği-
“Türk Medeni Kanunun Mirasın Açılmasından Önce Yapılan Sözleşmelere” ilişkin hüküm içeren 678.maddesine göre; mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli olmayıp böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir; buna göre, adiyen düzenlenen sözleşmeler geçerli ise de, buna mirasbırakanın katılımı ya da izni arandığı-
Temlikin akrabalar arasında satış şeklinde yapılmış olması halinde ise bu kez İçtihadı Birleştirme Kararının aradığı “hibe veya miras hukukuyla ilgili amacı” nın bulunup bulunmadığı hususunun, diğer bir ifade ile akrabalar arasında yapılan her temlikte somut uyuşmazlığın niteliğine göre temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili amaçlarla yapılmış olup olmadığının yöntemince ispatı aranmalı ve ispatı halinde temlikle önalım hakkının kullanılmasının mümkün olamayacağı-