Yerel mahkeme direnme kararının tefhiminden sonra bir haftalık temyiz süresini geçiren sanık müdafiinin, kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunduğundan bahisle verdiği eski hale getirme talebi niteliğindeki dilekçesi hakkında karar verme görevinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na ait olması nedeniyle, bu talebin ele alınarak yerel mahkemece verilen eski hale getirme ve temyiz talebinin reddi ve itiraz mercince verilen itirazın reddi kararlarının hukuksal değerden yoksun olduğu- Sanık müdafii tarafından kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunduğu ve kanun yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceğinin belirtilmediğinden bahisle eski hale getirme talebinde bulunulmuş ise de, kanun yolu bildiriminde başvuru şekli dışında bir eksiklik bulunmadığından sadece başvuru şeklinin gösterilmemiş olmasının “kanun yolu süresinin” işlemeye başlamasını engellemeyeceği, bu durumda, başvuru şekli gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olsa da temyiz sürelerinin işleyeceği ve süreden sonra yapılan temyiz başvurusunun kabul edilmeyeceği- Mesleği bir kamu hizmeti niteliğindeki avukatlık olan, sanığın savunmasını üstlenen ve bu bağlamda savunma ve kanun yollarına başvuru için yeterli düzeyde hukuki bilgiye sahip olan müdafiin temyiz başvurusunun şeklini bilmemesi düşünülemeyeceğinden kanun yolu bildirimindeki başvuru şeklinin gösterilmemesi eksikliği müdafii açısından bir yanılgı ve bu bağlamda hakkın kullanılması yönünde bir engel oluşturmayacağı; ayrıca kanun yoluna başvurulmaması halinde ilgili karar veya hükmün kesinleşeceği tabi olup kanun yolu bildiriminde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin ihtar edilmesine gerek bulunmadığı, böyle bir ihtarat yapılmasını zorunlu kılan bir hükmün bulunmadığı-
Ticareti terk suçuna ilişkin şikâyet dilekçesi eklerinden sanıkların kimliği şüpheye yer vermeyecek şekilde anlaşıldığından, dilekçede sanıkların isminin bulunmadığını söylenemeyeceği, dilekçede sanıkların isminin yazılmaması bir eksiklik ise de, dilekçenin içeriği, dilekçe ekindeki belgeler ve tensip kararı ile bu eksiklik giderilmiş olduğundan, hükmün anılan ticari şirket temsilcileri hakkında kurulması gerekirken, gerekçeli karar başlığında ticari şirket ismine yer verilerek hükmün ticari şirket hakkında kurulmasının isabetsiz olduğu-  Limited şirket müdürlerinin ve yetkili temsilcilerinin İİK. mad. 345 kapsamında olduğu- Ticareti usulüne aykırı olarak terk etmek suçunun oluşabilmesi için, gerçek kişi tacir ya da ticaret şirketi müdür veya yetkili temsilcilerinin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu onbeş gün içerisinde kayıtlı bulundukları ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi gerektiğinden, limited şirketin ticareti gerçekten terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılıp, vergi mükellefliğinin devam edip etmediği de belirlenerek, sonucuna göre yetkili temsilcisi sanık ile  ortağı ve yetkili temsilcisi olan diğer sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak beraat hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
Tacir sayılan limited şirketleri temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmesi halinde, İİK. mad. 44 uyarınca yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi İİK. mad. 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiği-
Ticareti usulüne aykırı terk etmek fiili, her takip için ayrı şikayet olunsa da koşulları bulunduğu takdirde tek suç oluşturacağı-
Tacir sayılan limited şirketlerinin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, ticareti terk etmeleri halinde, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına engel bulunmadığı-
Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçu yasal unsurları itibariyle oluşmadığından, sanığın beraati yerine şikayet hakkının düşürülmesine karar verilemeyeceği- Sanık hakkında 337/a maddesindeki "ticareti usulüne aykırı terk etmek" suçunun oluşabilmesi için bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, sanığın kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edileceği-
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etme davasında, borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi müdürlüğünden de adresi öğrenilerek, bu adresin Ticaret Sicili Memurluğunda kayıtlı adresinden farklı olması halinde her iki adreste de zabıta araştırması yaptırılarak, suç tarihi itibariyle bu adreste ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekeceği-
Sanığın ticaret siciline kayıtlı olup olmadığının araştırılıp tacir olduğunun anlaşılması halinde en son verdiği beyanname örnekleri incelenerek hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Borçlu şirketin ticarete son verdiği, vergi dairesince resen terk işleminin yapıldığı ve vergi dairesinin yoklama fişi ve haciz tutanağına göre satışa konu emtianın bulunmadığından sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekeceği-
Sanığın gerçek kişi tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olup olmadığı araştırılarak, kayıtlı ise, borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği yönünde belirlenen adreslerde zabıta araştırması yaptırılarak ve kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden mükellefiyetlerinin devam edip etmediğinin tespitinden sonra hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-