Ortaklığı giderme [izaleyi-şuyu] ilamına dayanılarak, alıcı üzerine ihalesi yapılan taşınmaz malın paydaşlarından biri veya birkaçı, resmi bir kira aktiyle taşınmazı işgal etmekte iseler, alıcının icra vasıtasıyla bunları tahliye ettiremeyip, Borçlar ve Milli Koruma Yasaları hükümleri uyarınca mahkemeye başvurmasının gerekeceği-
İpotek göstermek yoluyla borç para alan bir kimsenin sözleşme gününde sezgin olmaması temyiz kudretinden mahrumiyet nedeniyle ipotek silimlendiğinde ( terkin edildiği takdirde ) alacağın bağlı olduğu zamanaşımının, ipoteğin silimi hakkındaki hükmün kesinleştiği günden başlayacağı-
Yargıtay Hukuk ve Ceza Genel Kurulları'ndan içtihatların birleştirmesi yönünde verilen kararlara karşı bir defada Yargıtay içtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nca incelenmesi için başvurulamayacağı-
Üç aylık hak düşürücü süre içinde dava açılmaz ise, taşınmaz üzerinde hakları olanların haklarının son bulacağı ve zilyedin mülkiyet hakkının doğacağı-
İntifa hakkı, murisin ölümü ile doğup; bu hak, çıplak mülkiyet sahibi olan diğer varislere karşı tereke mallarında ayni bir hak sayıldığından çıplak mülkiyet sahibi olan mirascıların kendi borçlarından dolayı alacaklılar tarafından, intifa hakkının taalluk ettiği tereke malları haczettirilemez; ancak borç müteveffaya ait ise, intifa hakkına bakılmaksızın alacaklılar tarafından haczettirilebileceği- Karı kocadan sağ kalan mirasdan mülkiyeti ihtiyar etmişse tereke borçlarından şahsi mallarıyla da mesul olacağı-
Tapuda kayıtlı olup kaçak veya değişime tabi kişilerden yasa gereği hazineye geçen taşınmazlar Mk. nun 639. maddesinin ikinci fıkrasında ismi geçen taşınmaz mahiyetinde olmayıp, nitelik ve öğeleri de yoktur; yirmi yıl veya daha fazla elmenlikle ( zilyedlikle ) kazanılamayacakları- Bu taşınmazlarda MK. nun 639/2 nci maddesindeki kazandırıcı zamanaşımının yürümeyeceği-
Tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhleri, paylaşılan parçalar üzerinde kalmak koşuluyla taşınmazda, paylaşma yoluyla ortaklığın giderilmesine yasal bir engel olmadığı-
Davacının, bir bağıt ilişkinin varlığı savı ile tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini isteyebilmesi için aralarında MK.nun 634. maddesine uygun biçimde bir bağıtın [akdin] var olmasının gerekeceği- Bu biçimde bir bağıtın var olmadığı, davacının beyanından anlaşılırsa kanunun var olmadığını kabul ettiği bir durumun ispatı da yargılıkça düşünülemeyeceği-
17 Ocak 1326 günlü ve 289 sayılı Tezkerei S.ye [Sadaret Tezkeresi ) hükmü halen yürürlükte olup, öngördüğü taşınmazlara ilişkin davalarda gözönüne alınmasının gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor