İ. sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, 1999 yılı ile murisin ölüm tarihi arasındaki D.li ilindeki tüm banka hesap hareketlerinin getirtilip, bankacı bilirkişiye gönderilerek denetime elverişli rapor aldırılması gerekip, muris K.'in dava konusu daireleri yaptırmak için bankalardan para çekip-çekmediği, çekmiş ise çektiği tarihlerde çekilen para ile inşaatın yapım tarihinin gözetileceği, davacının yurtdışından gönderdiği ve murisin çektiği paralar var ise, para miktarının ailenin geçimi için gönderilen miktar olup-olmadığı ya da ailenin geçimini aşan miktarda olup-olmadığının değerlendirilip, muris baba K. ile yüklenici A. arasında yapılan 21/08/2000 tarihli adi nitelikteki sözleşmeler, para gönderme ve ödeme dekontları ve vekaletin delil başlangıcı sayılıp-sayılmayacağı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki danışmanlık sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkin davada, davacı vekilince sunulan e-maillerin "yazılı delil başlangıcı" olduğu gözetilerek, davacı tarafın bildirdiği tanıkların dinlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bonolarda zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu ve 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde bonoların icraya konulması halinde kambiyo senedi niteliğini yitirip bu senetlerin tek başına alacağın varlığını ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemeyeceği- Davalının imzasını taşıyan bu belgelerin delil başlangıcı sayılacağı bu nedenle alacaklı iddiasının diğer yan deliller ve tanık beyanlarıyla ispat edilmesi gerektiği-
İnanç sözleşmesinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edildiği ve zamanaşımı sürenin başlangıcının, inanç gösterilenin borcunu yerine getirmeyeceği konusundaki tavrının ortaya çıkması ile yani inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih olduğu- İnanç sözleşmesine dair diğer tarafın imzasını içeren herhangi bir yazılı delil ibraz edemeyen davacının taleplerini ispat edecek yazılı delil sunduğundan söz edilemeyeceği- Davacı vekili, delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağının hatırlatılması, HMK. mad. 225 vd. maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
İ. ilişkisinin varlığını kabul edebilmek için tarafların imzaladığı yazılı bir sözleşmenin ya da karşı tarafın elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin varlığının arandığı, yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge varsa, inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı inanç ilişkisini ancak yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabileceği- Davacı, inanç ilişkisini kanıtlamak için bir kısım harcama belgeleri, birlikte iş yaptığı şirketin sahibi tarafından gönderilen mektup ile tanık beyanlarına dayanmışsa da, dosya kapsamındaki bu belgelerin ispata yarar nitelikte bir delil ya da yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge olmadığı ve davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği-
13. HD. 23.10.2017 T. E: 4570, K: 10035-
Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında davcı-borçlunun borcu bulunmadığını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, ses kaydı delil olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar dava konusu senedin lehdarı ve keşidecisi olup, aralarında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekip zamanaşımına uğramış bono taraflar açısından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, alacaklı iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği- İtirazın iptali ve takibin devamı talebinde bulunulan davada, takipte talep edilen toplam miktar üzerinden harç ikmali yaptırılıp, yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Vade tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan bonolar kambiyo vasfını takip tarihi itibari ile kaybetmiştir olup, avalistin kambiyo senedinden doğan aval sorumluluğunun ortadan kalkmış olduğu- Keşideci ile davacı lehdarın arasında temel ilişkisinin varlığının kanıtlanması halinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde davacı alacak isteminde bulunabileceğinden yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilen zamanaşımına uğramış bonolarda davacı taraınf temel ilişkinin varlığını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabileceği-