Uluslararası nakliyat faaliyetinin yürütüldüğü işyerlerinde hizmet akdi ile şoför olarak çalışanlara yurt dışı görevlendirmelerinde sefer primi, sefer yolluğu, harcırah adı altında yapılan ödemelerin 506 sayılı Kanun’un 77. maddesinde yer alan “yolluk” veya 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesindeki “görev yolluğu” ibareleriyle teknik ve somut olarak tam anlamıyla örtüşmediğinden bu tür uyuşmazlıklar yönünden maddelerdeki kavramların, yalnızca araca bağlı zorunlu giderler şeklinde anlaşılması, başka bir anlatımla sigortalılara söz konusu adlar altında yapılan ödemeler içerisinden yalnızca araca bağlı zorunlu harcamaların ayrıştırılıp geri kalan tutarın sigorta primine esas kazanca dahil edilmesi gerektiği- İddia edilen ücret miktarının HUMK'un 288 ve 292. (HMK'nın 200 ve 202.) maddelerindeki hükümler çerçevesinde ispat edilmesi ve bu kapsamda dosyada yer alan yazılı belgeler irdelenerek ödemeler ayırıştırmaya tâbi tutulması ve belgelerin ait olduğu çalışma dönemi bakımından yazılı delil oluşturacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Banka dekontları, sözleşme ile TOKİ tarafından davalıya satışı yapılan konut bedelinin ödenmesine ilişkin olmakla birlikte, anılan dekontların tamamında taksit tutarlarının davalıdan tahsil edildiği yazmakta olup, taksitlerin davacı tarafından davalı adına yatırıldığına dair herhangi bir ibare yer almadığından uzun süre aynı evde yaşamaları nedeniyle ele geçirilmesi de mümkün olan söz konusu makbuzların sırf davacı elinde bulunmasının dekontlara delil başlangıcı niteliğini kazandırmayacağı- "Dekontlarda ödeyen olarak davalının isminin geçmesinin banka nezdinde borçlu olarak gözüken kişinin davalı olmasından kaynaklandığı, davacının dayandığı dekontları davacının ibraz ettiği, kural olarak parayı kim ödemişse dekontun da ona verileceği, davalı tarafından 'dekontların, zorla elinden alındığı veya çalındığı' yönünde bir savunma getirilmemiş olduğu, diğer deliler ve özellikle tanık beyanları da nazara alındığında ödemelerin davacı tarafından yapıldığı sonucuna ulaşıldığı ve bu durumda banka dekontlarının davacı lehine delil başlangıcı olduğunun kabulü gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Sıhhati yönünden işverence aksi iddia edilmemiş olan işveren imzalı belgeler yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup bu çerçevede isteme konu dönem yönünden yukarıda açıklandığı şekilde Mahkemece araştırma yapılması, ayrıca işçilik alacakları dosyası da celp edilerek irdelenmesi gerektiği- Yapılacak inceleme sonucunda ücret ispat edilemediği takdirde; işçilik alacakları dosyasında hüküm altına alınan alacak miktarının davacıya ödenmesi halinde son ayın prime esas kazancına dahil edileceği-
İnanç sözleşmesine dayalı alacak istemi- "Tutanak" başlıklı belgenin davadaki tarafların elinden sadır olmadığı, davada sonradan ileri sürüldüğü, davalı tarafça kabul edilmediği dikkate alındığında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilemeyeceği- Davacının eşi ile davalı arasındaki telefon konuşmalarına ilişkin CD çözümü bir bütün olarak ele alındığında, davadaki taraflardan sadır olmadığı, konuşmalarda dava konusu hukuki uyuşmazlığı açıkça ikrar eden ibareler bulunmadığı dikkate alındığında bu delilin de yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmeyeceği- Davanın başından itibaren inanç sözleşmesine dayanan davacının sonradan ileri sürdüğü üzere "aralarında adi ortaklık bulunduğuna" ilişkin iddiaya yönelik davasını bu yönden tümden ıslah etmediği- Davacı yan tarafından davada yazılı delil başlangıcı sunulamadığından tanık beyanına da itibar edilemeyeceği-
Uyuşmazlık, ödünç olarak verildiği iddia olunan alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir...
İnanç Sözleşmesinin ancak, yazılı delille kanıtlanabileceği, bu yazılı delilin, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olması gerektiği, bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesi tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, inançlı işlemlerde yazılı delil başlangıcı varsa inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği, dosya içerisinde mevcut davalının eli ürünü mektupların yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğundan mektupların içeriği ve dinlenen tanık beyanlarıyla inanç ilişkisi ispatlandığından usul ve kanuna uygun kararın onanması gerektiği-
Ödünç verilen paranın iadesine ilişkin itirazın iptali davası- Takibe dayanak yapılan bononun hamiline yazılı olup kambiyo vasfını taşımadığının icra hukuk mahkemesi kararı ile de tespit edildiği (TTK'nın 776 ve 777 md) anlaşıldığından, bu hali ile adi yazılı belge niteliğinde olan belgenin aksinin davalı tarafça aynı nitelikte yazılı bir belge ile ispatı gerektiği-
Uyuşmazlık, özel halk otobüsü devir sözleşmesinin ve otobüs hattı işletme hakkı hisse devrinin iptali ve hattın davacı adına tescili ile uğranılan kazanç kaybına ilişkin zararın tazmini istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, dava konusu hisselerin inançlı işlemle devredilip devredilmediği, davalının savcılık ifadesinin ikrar mahiyetinde ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Uyuşmazlık, inançlı işlem sözleşmesi kapsamında verilen araçların iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise araç bedellerinin masrafları ile iadesi istemine ilişkindir...