Eser sözleşmesinin zorunlu şekil koşuluna bağlı olmadığı- Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerektiği- 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerektiği-Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamayacağı- Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkün olduğu- Bu şekilde belge sunulduğu takdirde bu belgelere karşı davalının beyanı alınmalı duruşmaya gelmemiş ise bu belgelere karşı beyanı alınmak üzere isticvap kararı verilmesi gerektiği, delil olarak dayanıldığında ticari defter kayıtları da incelenerek sözleşme ilişkisinin ispatlanabileceği- Mahkemenin ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği- Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu- Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olacağı- Sözleşme ilişkisinin ispatlanması halinde, tebliğ edilip itiraz edilmeyen faturanın miktar itibarıyla kesinleşeceği- Eser sözleşmesinde iş bedeliyle ilgili olan TBK'nın 481. maddeye göre iş bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse işin yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak bedelin belirlenmesi gerektiği-
Yıllık kira miktarı dikkate alındığında davacı tarafın kira miktarını yazılı belge ile kanıtlaması gerekeceği-
Kiraya verenin açık muvafakati bulunmadıkça kiracının anahtar teslimini ancak yazılı delille kanıtlayabileceği, kira sözleşmesindeki imza inkar edilmediğinden kira ilişkisi ve kira miktarının davacı kiraya veren tarafından kanıtlandığı-
Davacının hizmet süresinin ve prime esas kazanç tutarının tespiti istemi-
Senedin teminat senedi olduğu ve hangi ilişkinin teminatı olarak verildiğinin yazılı ya da eşdeğerde delil ile ispatlanması gerektiği-
Kira ilişkisinin ispat külfeti davacıya ait olup, dava dilekçesinde “her türlü yasal delil” denilmesine, bunun yemin delilini de kapsadığının anlaşılmasına göre mahkemece davacıya taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı ve aylık kira miktarının ne olduğu konusunda davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı, davacıdan aldığı malın bedelini peşin ödediğini savunduğuna göre ispat yükü üzerinde olan davalının ödemeyi yazılı delillerle ispatlaması gerekeceği- Mahkemece ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediği gibi ariyete konu ekipmanlar konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın bu taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Davalı vekilinin dava konusu çekin teslim edilmediğini savunduğu, buna göre davacının bunun aksini ileri sürüyorsa iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğu-
Dava ve takip konusu bonoda malen kaydı bulunmakta olup, davacı senedin borçlusu, davalı lehtarı ve takip alacaklısı, davalı şirket  ise senette ve takipte bir sıfatı olmadığından, mahkemece, davalı şirket vekilinin husumet yönünden itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Uyuşmazlık konusu senede istinaden yapıldığı iddia olunan tüm ödemelerin takip konusu senedin tanzim tarihinden öncesine ait olduğu halde mahkemece bu ödemelerin senede yönelik olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-Senet tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 592 uyarınca, sonradan doldurulmak kaydıyla senet tanzim ve vade tarihi olarak açık senet düzenlenmesinin mümkün olduğu- Davacının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu HMK. mad. 200 uyarınca usulüne uygun yazılı delille ispat etmesi gerektiği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan alacak davasında, davacı ayıp ihbarında bulunduğuna dair tanık deliline dayanmışsa da, HMK'nun 200. maddesi gereğince, miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı, ne var ki; davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan davacının davalıya bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-