İzmir 1. İş Mahkemesi'nde görülen davada da davacının emsal işçiye göre ücretinin belirlenmesine yönelik talebi olduğundan davada verilecek karar, bu davayı da etkileyecek nitelikte olduğundan, İzmir 1. İş Mahkemesi'nin davasının kesinleşmesi beklenerek eldeki davanın bitirilmesi gerektiği- Getirtilen hesap ekstresine göre, davacının Yapı Kredi Bankası hesabına 09.03.2011 tarihinde “J... tarafından gönderilen” açıklaması ile 12.909.93 TL yatırıldığı görüldüğünden bu miktarın kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi olup olmadığı belirlenip hesap edilen alacaklardan mahsubunun gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Davalılar arasındaki kira sözleşmeleri, tanık beyanları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte dikkate alındığında davacının yaptığı işin davalının faaliyet alanı içinde kaldığı ve kira sözleşmesi ile işin bir bölümünün verildiği ve bu durum itibari ile asıl-alt işveren ilişkisinin varlığının bulunduğu, mahkemece gerçek anlamda asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarının olup olmadığı, davalılar arasındaki bu ilişkinin muvazaalı olup olmadığını araştırıp, işe iade edilecek işverenin belirlenmesi gerektiği-
Muvazaalı alt işveren ilişkisinde işçinin başlangıçtan beri asıl işverenin işçisi olarak kabul edilip; muvazaalı alt işveren ilişkisinde,muvazaalı işlemin tarafı olan alt işveren acentenin de işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
TELEKOM ve dava dışı ASSİST arasındaki ilişkinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup “iş kolu tespiti kararına kadar olan dönemler için” muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamaların dikkate alınarak “bu dönemlere” ait davacının tüm isteklerinin değerlendirilmesi gerekeceği, davacının davası ile talep ettiği dönemin tamamı da 05.07.2012 tarihinden önceki dönem olup, davalı ve dava dışı A. şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek, değerlendirmenin ona göre yapılması gerektiği, buna göre de, davacının işyerinde geçerli olan sekizinci ve dokuzuncu dönem toplu iş sözleşmelerinden yararlanması gerektiğinden davanın reddine karar verilemeyeceği-
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan şirketin davacının Genel Müdürlüğe süresi içinde başvurması ve süresi içinde işe başlatılmaması halinde dört aylık brüt ücret tutarından, diğer bir anlatımla geçersiz sebeple fesih sonucuna bağlı kanuni yaptırım sonucu doğan alacağından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Ücret, ilave tediye, kıdem tazminatı, ikramiye, yemek ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine-
Yazılı bir fesih bildirimi olmaması ve ihale süresinin sona ermesinin fesih gerekçesi yapılamayacağı dikkate alındığında mahkemece feshin geçersiz kabul edilmesinin yerinde olduğu- Tarafların göstereceği tanıklar dinlenerek ve özellikle davacıya ait şahsi sicil dosyası da getirtilerek tüm deliller toplandıktan sonra davalılar arasında muvazaalı bir ilişki olup olmadığı ya da usulüne uygun kurulmuş bir asıl-alt işveren ilişkisi mi bulunduğunun tereddütsüz belirlenmesi gerektiği-
Davalı belediye ile davalı şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlüğe girdiği, davacının, davalı Belediyeye ait işyerinde diğer davalının sigortalı işçisi olarak çalışmaya başladığı tarihe göre, arası çalışmasının davalı belediyeye ait işyerinde geçmediği süre nedeniyle davalı belediyenin sorumlu olmadığı- Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmekte olduğu- İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanlarının gözetilmesi ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceğinin araştırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği- Davacının aylık ücretinin miktarının 900,00 TL olduğu tanık ve benzeri delillerle kanıtlanamadığına göre hesaplamalarda Sigortalı Hizmet Cetvelindeki ücretin esas alınmamasının hatalı olduğu-
Toplu iş sözleşmesinin yapıldığı tarihin 6735 sayılı Kanunun 8/3. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğu, toplu iş sözleşmesinin yapıldığı ve yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yürürlükte olan ve dava konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan sorumluluğun düzenlendiği 4857 sayılı İş Kanunu 2/6 maddesinde asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan alt işverenle birlikte sorumlu olduğunun düzenlenmesi karşında, normlar hiyerarşisi gözönüne alındığında kanunla düzenlenen bir hususun yönetmelik ile geçersiz hale getirilmesinin mümkün olamayacağının anlaşılmasına göre davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerektiği-
7. HD. 27.04.2016 T. E: 13879, K: 9390-