Davacının yardımcı iş kapsamında alt işveren işçisi olarak çalıştığı, davalı İ. ile dahili davalı arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davacı muvazaa iddia edip asıl işverene karşı dava açmış olup, alt işverenin dahili davalı yapılarak hakkında hüküm kurulması hatalı oluğu, davalı İ. davacının işvereni olmadığına göre davanın husumet yokluğu nedeni ile dahili davalı PM müşavirlik şirketine karşı ise usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından dahili davalıya karşı açılan davanın reddi gerektiği-
Davacı işçisinin davalılar arasında yapılmış olan daha sonra da aynı sözleşmeyi davacının yüklenmesi ile devam eden "yardımcı personel hizmet alım ihalesi" kapsamında çalıştırıldığı, sözleşme konusunun bir işin yaptırılması değil, personel (işçi) temini olup asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından işçilerin başlangıçtan itibaren belediye işçisi olduğundan belediye hakkındaki red talebinin yerinde olmadığı-
Yaklaşık ikibinaltıyüz işçinin iş sözleşmelerinin feshedildiği ve üçyüzyetmiş işçinin ise davalı şirkete ait ocağa nakledildiği anlaşılmış olup, mahkemece Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna Genel Müdürlüğüne 55. maddesine de aykırı davranıldığı gerekçesi belirtilmiş ise de, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna Genel Müdürlüğüne 55. maddesinde “davalının fesihte kendisini kesin olarak bağladığı bir sosyal seçim kriteri” bulunmadığından söz konusu maddeye bakıldığında liyakat, kıdem ve sicil gibi hususların dikkate alınacağı belirtilerken yine fesihte son giren ilk çıkar kuralının da göz önünde bulundurulacağı belirtilmiş olduğundan Toplu iş sözleşmesinin 55. maddesine bakıldığında ilk cümlenin işten çıkarmada kriter olarak gerek nicelik olarak gerekse nitelik olarak işverene takdir yetkisi verdiği görülmekte olup, buna göre örneğin liyakatlı bir işçi kıdemi daha düşük olsa ve en son girse bile bu hükme göre toplu işçi çıkarımında işten çıkarılmayabileceğinden davacı tarafından işverenin toplu iş sözleşmesinin 55. maddesine aykırı olarak işçi çıkarımında bulunduğu, bu konuda sahip olduğu takdir yetkisini kötüye kullandığı da iddia ve ispat edilemediğinden davalının yaptığı feshin geçerli nedenle yapıldığı-
Asıl işverenle birden fazla alt işveren arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğu tespiti yapılmış ve sadece alt işverenlerden biri itiraz etmiş ise, itirazın sadece itiraz eden alt işveren yönünden değerlendirilmesi, itiraz etmeyen diğer işverenler yönünden karar verilmemesi gerektiği- Müfettiş raporlarına karşı itirazın dava yolu ile yapılabileceği, dava konusu yapılan müfettiş raporu davacılar arasındaki hukuki ilişkinin vasfını ve sonuçlarını değiştirecek olup davacıların müfettiş raporuna itiraz etmelerinde hukuki yarar olmadığının kabulü isabetsiz olacağı-
Muvazaalı asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi çerçevesinde çalışan ve iş sözleşmesinin başlangıcından itibaren EGO Genel Müdürlüğü işçisi olan davacı işçinin, her ne kadar sendika üyesi olmayıp toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkına sahip değil ise de; 4857 sayılı Kanun'un 5. maddesinde düzenlenen eşit davranma borcu gereğince ücret ödeme borcunun ifası sırasında ayrım yapılamayacağından, sendikalı olmayan ve toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan EGO Genel Müdürlüğü kadrolu işçilere ödenen ücret miktarı ve sosyal haklardan yararlandırılmasını talep edebileceği, davacı ile aynı statüde çalıştırılan sendikasız asıl işveren işçilerinin uyuşmazlık konusu dönemde aldıkları ücret miktarı ve yararlandıkları sosyal haklar tespit edilerek, davacının dava konusu ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve ödenmemiş fark işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığının belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulacağı-
Kamu işveren sendikasının, üyelik ilişkisi bulunmayan alt işvereni temsilen toplu iş sözleşmesi yapma ehliyetine sahip olduğu, diğer yandan kamu kurum ve kuruluşları ile alt işverenler arasında bağıtlanan her hizmet alım sözleşmesinin farklı alt işveren işyeri olarak kabul edilmesi ve her birinin ayrı ayrı işyeri toplu iş sözleşmesi konusu olması gerektiği, yine kamu kurum ve kuruluşlarında faaliyet gösteren alt işveren işyerlerine dair bağıtlanacak toplu iş sözleşmelerinin, hizmet alım sözleşmesinin süresi ile sınırlı olmasının da zorunlu olduğu, bu itibarla eldeki davada yetki belgesinin alındığı tarih itibariyle hizmet alım sözleşmesi süresinin sona ermesine bir yıldan az süre kalmış ise de, davacı alt işveren tarafından, davalı kamu işveren sendikasına verilen yetkilendirme geçerli olduğu gibi, yetkilendirmenin reddinin de hukuka aykırı olduğu, bununla birlikte davalı işçi sendikası tarafından 6356 sayılı yasa uyarınca sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yok hükmünde sayılması gerektiğine ilişkin istemin hukuki dayanağının bulunmadığı, öte taraftan özel hukuk tüzel kişisi olan davalı kamu işveren sendikasının fiili uygulanmasını bildiri mahiyetindeki yazısının iptaline karar verilmesinin de doğru olmadığı-
İş Müfettişi raporunda muvazaanın tespit edilmesi ve rapora itiraz edilmediğinden muvazaa tespitinin kesinleştiğinin kabul edebilmesinin hatalı olduğu- Sadece davacı tanıklarının beyanı ile de sağlıklı bir sonuca varılamayacağı- Mahkemece öncelikle, davalılara ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirketlerin ana sözleşmeleri, şirketlerin adres ve ortaklarını gösterir belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilerek, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve eklerinin istenmesi, İş Müfettişleri rapor ve eklerinin tamamının getirtilmesi, konusunda uzman 3 bilirkişiden oluşacak heyet ile işyerinde keşif yapılarak ve bilirkişilere işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı, yaptığı işin davalı . ...Şirketinin asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu, asıl işi ise uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacı ile aynı işi yapan asıl işveren ....Şirketi işçisi bulunup bulunmadığı, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacı taşıyıp taşımadığı, alt işveren işçilerinin emir ve talimatları kimden aldığı, işçi alma ve çıkarmada kimin yetkili olduğu, alt işveren şirketin davalı .....Şirketi ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyeri kapanmasını gerekçe göstererek çıkışlar yaptığı da dikkate alındığında alt işveren şirketin ekonomik ve hukuki bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davacının çalıştığı işyeri dışında başka bir işyeri ya da davalı ....şirketi dışında çalıştığı bir şirket, yapmış olduğu bir hizmet alım sözleşmesi ya da aldığı bir ihale olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre muvazaa konusunda bir karar verilmesi gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gerektiği- Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle alt işveren şirketin işe iadenin mali sonuçlarından asıl işveren ile birlikte sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, ancak bu şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verildiğinin belirtilmesi ve sendikal tazminata yönelik hükümde tazminatın ödenmesinin hem işverence işçinin süresi içerisinde işe başlatılmaması şartına tabi kılınması hem de işverenin işçiyi süresi içinde işe başlatıp başlatmama şartına bağlı olmaksızın bu tazminatın ödenmesi gerektiğinin belirtilmesinin çelişkili olup, infazda tereddüt yaratacağı-
Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının baştan beri davalı EGO Genel Müdürlüğü işçisi olduğu belirtilerek davalı EGO Genel Müdürlüğü işyerine işe iade edilmesine ve işe iadenin maddi sonuçlarından her iki davalının birlikte sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-
Muvazaanın tespiti halinde bu yönde hazırlanan müfettiş raporu ilgililere bildirileceği ve ilgililerin 30 iş günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilirleceği- İş Müfettişliği tarafından hazırlanan muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin tespit edildiği rapora ilgililerin süresi içinde itiraz etmemesi ya da mahkemece muvazaalı işlemin varlığına dair hüküm kurulması, verilen kararın kesinleşmesi halinde, alt işverenliğe dair tescil işlemi iptal edileceği ve bu halde alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacağı-
Davacının muvazaalı olarak dahili davalı T. şirketinin işçisi olarak çalıştığı ancak davalı İDO'nun asıl işinden çalıştığı ve bu nedenle İDO nezdindeki işine iade kararı isabetli ise de, aleyhine usulüne uygun dava açılmayan, ancak dahili davalı olarak davaya dahil edilen T. şirketi aleyhine işe iade kararının mali haklarından sorumlu olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-